Napolyon değil, Eyyubi

Said Nursî, M. Kemal'e "Napolyon'u değil, onu örnek al" dediği İslam kahramanı, Kudüs fatihi Selâhaddin Eyyubi'yi eserlerinin farklı yerlerinde de takdirle zikreder.Mehmet Akif'in de "şarkın sevgili sultanı" dediği Eyyubi'yi, Üstadın "ittihad-ı İslamdaki selefleri" arasında saydığı Namık Kemal'in yazdığı biyografiden anekdotlarla tanıyalım: Bundan 700 sene evvel vücuda geldi. Ve zuhuru, İslam ahlâkının bozulması cihetiyle zulüm ateşinin Asya'yı harap ettiği zamanlara tesadüf etti. Bununla beraber, hareketi o derece hakîmâne ve adaletperverânedir ki, bugünkü zamanda, hatta bundan 700 sene sonra yeniden hayata gelerek bir hükümetin başına geçmiş olsa, yine vaktinin en büyük padişahlarından biri olabilir. Çünkü saltanat tahtında bir mücessem adalet kesilmişti. Gurur ve kibirden o derece nefsini tecrit etmişti ki, hiçbir tavrında, adalet bayrağı altında himayesine sığınan fertlerden fark olunmaz; kibarlık ve vakarı ile müşfik muamelelerine bakılınca, tebaası arasındaki bir sultan değil, akrabası içindeki bir aile reisi sanılırdı. Bir sebepten dolayı kendisini şeriat mahkemesine davet eden bir Ermeni ile yan yana ayakta durarak muhakeme olunduktan ve davasını kazandıktan sonra "Allah'ın emirlerine itaatime gösterdiğin güvenin mükâfatıdır" diyerek hasmına birçok ikram ve ihsanlarda bulundu. (Münazarat'ta "Medar-ı fahriniz olan Selâhaddin Eyyubi'nin miskin bir Hristiyan