KHK'lı ailelerin mağdur çocukları

Saraya sunulduğu belirtilen malûm rapordaki itiraf ve tavsiyelerden biri, "örgüt" mensuplarının çocuklarının dışlanmaması idi.Raporu yorumlarken ifade ettiğimiz gibi, iş işten geçtikten sonra dile getirilen bu tavsiyeler hem çok gecikmeli, hem de eksikti. Güncellenip Saraya sunulduğu tarih olan Ağustos-2021'den bu tarafa uygulamada da değişen birşey yok. Eski tas, eski hamam... En son yakıcı örneği, KHK ile ihraç edilen öğretmen babası Nurettin Odabaşı 4 yıldır Elazığ Cezaevinde tutuklu olan 16 yaşındaki Bahadır'ın Diyarbakır'daki evinde intiharı. (Bu arada aile için bazı bilgiler: 10'da 1 uygulansa baba 30 Ocak'ta tahliye olacak ve öğretmen anne de ihraç olup iade edilenlerden.) Ve 15-20 Temmuz sürecinde bu ilk değil. Gerek cezaevlerinde, gerek dışarıda yüzlerce intihar vak'ası yaşandı. Ya bizzat KHK'lılar veya aile fertlerinden biri canına kıydı. Onlardan biri, eski yazarımız Nurhan Ölçer'in, babası tutuklanınca bunalıma giren Boğaziçi son sınıf öğrencisi kızı Tuğçe (21). Babası Mehmet Ali Ölçer Tire eski İlçe Millî Eğitim Müdürüydü. Tutuklandı. Tuğçe bunu da, sosyal çevresinden bu sebeple dışlanmayı da hazmedemeyip Haziran-2017'de o acı kararı verdi. Ve babasının cenazeye katılmasına dahi müsaade edilmedi. (Bahadır'ın babası Nurettin Bey ise, oğlunun cenazesine jandarma nezaretinde kelepçeli olarak katılabildi. 15-20 Temmuz rejiminin insanî ve vicdanî değerler ekseninde kat edebildiği tek "mesafe"