İhmal edilmişliğin çaresi

"İşin bam teli orası" dedi sevgili Erol Göka Hocam geçen yazımı anons ederken, "orayı biraz daha aç ki mesele anlaşılsın." Hocanın "orayı aç" dediği cümlelerim şöyleydi: "O kişisel gelişim tezgâhını açan peçeli ablanın dindar ablaları rahat rahat söğüşleyebilmesinin altında yatan devasa sorunun tam adı 'ihmal edilmişliğin çaresini bulma çabası'dır. Onu da biliyoruz değil mi" Madem "Pandora'nın kutusu" burası, açmayı deneyeyim madem. Önce şu: AK Parti iktidarı ile genişleyen, genişledikçe de tanımı daha da belirsiz hale gelen "muhafazakâr kitle"yi mecburen "veri" olarak kabul etmemiz lazım bu meseleye dalacaksak. Hatta bu kitlenin tamamını değil, ortalama üzeri para kazanan, bu paralarla bir para harcama ve yaşama kültürü geliştiren kısmını ele almamız lazım. Şurası kesin. Tüm dünyada devasa bir heyula gibi insanlığın üzerine çöken seküler-küresel kültür elbette Türkiye'nin muhafazakârlarını da etkiliyor. Doğrusunu isterseniz kimse artık bu etkiden beri değil. En kapalı cemaat yapıları da böyle, en geleneksel ailelerimiz de böyle. Özelde "ihmal edilmişliğin çaresi" dediğim yeri açmam gerekirse Türkiye'de "ortalama üzeri para kazanan muhafazakâr aileler"de genele teşmil edebileceğimiz bir durum var bana kalırsa: Para harcama kültürünü genel olarak başaramamak! Eh, bu da gayet normal. O kültür için birkaç kuşaklık bir "sürdürülebilir zenginlik" gerekiyor. Öyle 15-20 yılda olabilecek bir şey değil. Diğer yandan, bu kesimin evliliklerinde de tuhaf bir kekrelik gelişti zaman içerisinde. Boşanma konusunda rahat olmadıkları gibi (bir bakıma iyi ki rahat değiller, ama bu başka bir bahis) evliliklerini mutlulukla sürdürebilme konusunda da çok rahat değiller. Yine açık konuşacağım: Kadınlar için kocaları "para kaynağı", erkekler için karıları "çocukların anası" olursa o "ihmal edilmişlik" ortadan kalkmaz. Dahası anneler "AVM annesi", babalar "toplantı babası" olmaya devam ettiğinde de aile yapısının ayakta kalması pek beklenemez. Evladının kaçıncı sınıfta okuduğunu bilmeyen babalarla da olmaz, çocuğu okula gönderip hesapsızca para harcamaya giden annelerle de.Olmuyor da zaten. Olmayınca, işte olası sonuçlardan biri "zaten bitmiş, tükenmiş, hasar almış" bir şeyi onarmak için tuğla yerine çamur kullanma çözümü oluyor. Reiki'si, yoga'sı, kuantum'u, kişisel gelişimi, tekâmül yasası, duru görüsü falan hep buradan fışkırıyor kanaatimce. "Organik sorunlara suni çözümler çağı"na böyle geliniyor işte. Basitçe söylemek gerekirse insan ilişkilerindeki "karşılıklı ihmaller" devasa bir boşluk oluşturuyor ruhlarda. Ve bu huzursuz ruhların karşısına psikoloji ilmini, kişisel gelişimi, başka dinlerin ibadetlerini, spritüal