Cem babaya sorular

Bir çölde bir gölge yeter mi insana Güneşin kavurucu sıcağından ve rüzgârın yakıcılığından kaçabilir mi insan başının üzerindeki bir gölgeyle Yeter mi ona bu De bana: İnsanda gölge var mıdır insana Aşkların en birincisi "bir" diyerek başlayan mıdır Şam'da, meczuplarla dolu o yerde, hani o dağın dibindeki mahallede çocuklar ölüme dayanmış ve ezanın okunmasını beklerlerken aşkların en birincisi "bir" diyerek mi başlar "İkilikten geçemedin, biri birden seçemedin" derken benim ve senin deden Yunus, tam da aşkın imkânsızlığını mı anlatır yoksa De bana: İnsanı yürüten yol mudur ayakları mı Çocukların büyümesi içlendirir mi seni de ihtiyar "e" harfine yaslanarak büyüyen çocukların anaları günü saati gelince "kalk düğüne gidelim" diye ünlerler mi onlara Kuşlar uçar mı Biz uçuşu değil, ölümü hatırlayan faniler değil miyiz De bana: İnsanın ilk kırıldığı yeri en onarılmış yeri değil midir Yalın ayak devrimler hayal etmek için geç, dünyayı anlamak için çok mu erken Bir çift göz için geç, bir serin gülümseme için çok mu erken İçilmiş tüm şarapların vebali bize midir Yoksa biz sarhoşken henüz üzüm yaratılmamış mıydı Görülmüş tüm serapların suçunu bize mi yıkarlar Yoksa kedere battık diye salıverir mi bizi güngörmüş hâkimler De bana: İncinmiş Leylaların masalını kim anlatır biz olmasak Cemin varsa cemalin, demin varsa dermanın, virdin varsa varidatın, kalbin varsa hüznün mü var senin de Unutuluştan ve hatırlanıştan, unutuştan ve hatırlanıştan yapılma bir kale inşa ettin mi kendine hiç Kumdan mıydı Çamurdan mıydı yoksa Rengimize bakanlar anlarlar mı bilcümle tayfları Ve hayıflanırlar mı ardımızdan Kirazın rengini ve insanın dengini anlamak niçin bunca zordur De bana: Güvercinler şahinlerle uçmaya başlarsa neyi kaybeder dünya Şemsiye mi korur insanı yağmurdan, yağmuru yağdıran mı Sebebe mi sarılsak iyi, sebebi yaratana mı Tüm sebeplerden sıyrılmanın mümkün olduğu bir yer varmış derlerdi eskiden. Sen hiç gittin, bulundun mu orada Ben sanki Fes'te, bir küçücük anda, belki bir saniyenin yarısı kadar bir zamanda "sebep yok, sadece akşam" demiştim ama bütün sürgünlerim gibi kısa sürmüştü o da. De bana: Dalmadığı bir okyanusun kenarında durmak niçin yine de güç verir insana Sen benden uzun yaşadın, bilirsin belki insanın insanda kaybolmasının insanda açtığı yaraların kabuğunu. Anlatır mısın bana da Ben şunu biliyorum mesela: Ateş, deriyi gerer. Deri gerildikçe sesi toklaşır ve gürleşir. Ses toklaşıp gürleşince elinden tutarsın bir diğerinin. Dönmeye öyle başlanır. Yanan deri yakar seni ve dönmeye