Bir zavallılık biçimi: Ölümden medet ummak

İki şey çıkıyor ortaya bence "Erdoğan'ın ölümünden medet uman" güruhun davranışlarıyla.İlki şu: Kendilerini inanılmaz çaresiz hissediyor olmalılar. Kılıçdaroğlu'nun, Akşener'in, Babacan'ın, bilcümle muhalif liderin Erdoğan'dan iktidarı geri alabileceğine dair bütün inançlarını, dipte, en derinde kaybetmiş olmalılar. Ellerinde kalan tek "iktidar hayali" çaresizce, ahlaksızca, anlamsızca Tayyip Bey'in ölümünü istemek.Ne büyük bir çaresizlik hissi bu.Bakınız şu: Bu çaresizliği anlamak zorunda hissetmiyorum kendimi. Birinin ölümünü isteyecek kadar gözü dönmüş herhangi bir bireyle "empati" ilişkisi kurmam, kuramam. Dolayısıyla "kinlerinde boğulsunlar" deyip bu tiplerin tedavi kabul etmez birer kuduz olduğunu rahatlıkla söyleyeceğim.Malumu âlinizdir. İhtiras kelimesi, develerin yediği ve tadına bayıldığı çöl dikenleri ile ilgilidir. Deve, çölde o dikeni yedikçe ağzı kanamaya başlar. Kan, devenin ağzına doldukça deve, kendi kanının lezzetine bayılır ama o lezzeti sağlayanın o diken olduğunu düşünür. O lezzeti daha çok alabilmek için diken yemeye devam eder. Sonunda, deve kendi kanında boğularak ölür. İşte Araplar buna "ihtiras" derler.Türkiye'de çöl dikeni yiyen çok deve gördüm son 30 yıldır. Sürekli kendi kanlarını lezzetli sandılar ve sonunda sürekli kendi kanlarında boğuldular. Boğula boğula kendi sonlarını getirdiler.Bana asıl anlamsız geleni ise bu kendi kanlarında boğulangillerin sistematik olarak geliştirdikleri "toplumu çok kutuplaştırdılar" söylemi.Hayır efendim. Toplum kutuplaşmadı. 80-90 yıllık ihmal edilmişliğin sonunda bir sosyolojik kesim geldi ve hakkı olanın çok azına razı olarak "görünür" oldu. Hepsi bu. Alıştıkları konfor alanlarının, kendilerini doğal sahibi zannettikleri sistemin "babasından miras kaldığını" düşünerek çıldırdı bu kuduzlar da. İş geldi, birinin ölümünü dilemeye kadar vardı işte.Şunu düşünmemek için elimizde hiçbir gerekçe yok artık: Olası bir iktidar değişikliğinde hayatı zehir edecekler bize. Yaşam tarzlarına, kazançlarına, statülerine hiç dokunulmayan bu pembe mabatlılar, yaşam tarzlarına karışılıyor gibi, konfor alanları ellerinden alınmış gibi, statüleri kaybolmuş gibi davranarak korkunç canavarlara dönüşecekler.Bu, burada bir dursun.İki şey dedim değil mi İkincisi şudur: Kendilerini konsolide etmeye çabalarken, bizi konsolide ediyorlar Erdoğan'ın ölümünden medet umanlar.Sanıyorlar ki dilediklerini söyleyecekler ve hak ettiklerini duymayacaklar.Sanıyorlar ki onlar kinlerini, hırslarını, öfkelerini, ahlaksızlıklarını üzerimize salarken biz safları sıklaştırmayacağız, kenetlenmeyeceğiz.Ben, yalvarırcasına "makuliyet ölmemeli" diyorum ama bu çağrıyı "geriden" bir yerden yapıyor değilim.