90'ları övmek için ya hain olmak gerekir ya aptal

Aslında hiç ama hiç niyetim yoktu bu konuda yazı yazıp kalem oynatmaya. Çünkü en nihayet "geceye Z kuşağının bilmediği bir şey bırak" başlığıyla 90'ları övmenin komik olduğunu düşünmüştüm o gönderiyi ilk gördüğümde. Aslında "komik" demeyeyim de "Z kuşağını aptallar topluluğu olarak gören" ve onları kolayca yönlendirebileceğini düşünen dangozların yeni bir kötü propaganda numarası olarak değerlendirmiştim. 90'larda eğitimin ücretsiz, elektriğin ucuz olduğunu söyleyip peşine Sümerbank öven, sebzenin-meyvenin sudan ucuz olduğunu iddia eden, şimdikinden daha modern ve medeni şartlarda yaşadığımızı var sayan ve mülteci düşmanlığı ile biten bir metinle Z kuşağını tavlayabileceğini düşünen adam düpedüz Z kuşağını bir "aptallar topluluğu" olarak tanımlamaya çalışmaktadır çünkü. Başka bir şey değil. Z kuşağı, bu vasat heriflerin tamamından daha zeki, daha cevval bir topluluktur oysa. Doğrusunu gösterip anlattığınızda ikna olan "sivil refleksli" bir topluluktur. Eh, 90'lar söz konusu olduğunda işin doğrusunu anlatmak o kadar kolay ki. Dolayısıyla dikkate alınacak, üzerine düşünülecek bir şey olmadı dolaşıma büyük bir hızla sokulan bu kötü propaganda metni benim açımdan. Fakat tuhaf bir şey oldu. Birisi 90'larda İslâmcı mücadelenin içinde olan, diğeri çocukluğunu 90'larda Diyarbakır'da geçiren iki tanıdığım peş peşe bu leş metni paylaştılar, hatta bu leş metne katıldıklarını beyan ettiler. Bunun adı ne biliyorsunuz değil mi Bunun adı, "mitolojiyi yeniden kurgulamak." Ne demek istiyorum Hadi Kürt arkadaşımdan başlayayım. Metindeki bir hususu doğru hatırlıyor arkadaşım. 90'ların Diyarbakır'ında elektrik cidden çok ucuzdu. Terörle iltisakı olsun olmasın, sadece "Kürt" olması yetiyordu birine elektrik verip işkence etmek için. Gerçi sorgulama yapılan merkezlerde sık sık elektrik kesintisi yaşanıyordu ama olsun. Elektrik yerine Filistin askısıyla falan devam ediyorlardı işkenceye. Köy yakıyorlardı ulan 90'larda. Asker kıyafeti giymiş bir takım "operasyon adamları" Kürt köylerini cayır cayır yaktılar ulan 90'larda. Kürtçe "ah" çeksen hapse attılar seni. "Kürdüm" diyemiyor, Kürtçe konuşamıyordun. Ve kimse "bu teröristtir, bu da sivil vatandaştır" demiyordu. "Kara kafa" diyorlardı da başka bir şey demiyorlardı. Komutanı olduğu il'e doğru her sabah bir top mermisi yollayıp "varlığımızı hissetsinler diye atıyorum" diyen askerlerle emperyalizmin mayın eşeği bir terör örgütünün arasına sıkışıp kalmıştı bütün bölge. Ama evet, "Sümerbank çok ucuzdu" değil mi Yahu. Sümerbank'tan aldığın ayakkabının ertesi gün altının delineceği garantiydi. Çünkü devletin sahibi olduğu kurumların tamamının altı delikti. Tamamı korkunç kara deliklere dönüşmüştü. Türkiye'nin dört bir yanı devletin arpalık olarak kullandığı hantal, berbat, rezalet kurumlarla doluydu. Gelelim, bu zırvaları çok beğenen İslâmcı arkadaşıma. Bırakınız eşinin, bacısının mağdur edilip başörtüsü yüzünden okul kapılarından dönmesini, okullarını bırakmak zorunda kalmalarını. Bırakınız katsayı zulmü yüzünden kazanabilecekleri okullardan beş kat daha kötü okullara gitmek zorunda kalan yüzbinlerce çocuğumuzu. Bırakınız Uğur Dündar'ından Fatih Altaylı'sına, Fatma Girik'inden bilmem kimine kadar namazımızın, orucumuzun, ibadetimizin üzerinde tepinmelerini. Yahu birlikte yediğimiz copun acısını da mı unuttun Salçayı ben getirdim, makarnayı sen buldun da karnımızı doyurabildik.