Hiç sorulmayan sorular

Sevgili okurlarım, ben bu yaşa geldim, üç darbe ve sayısını unuttuğum seçim gördüm ama önümüzdeki seçim kadar tuhaf, karmaşık bir seçim görmedim. Türk insanının en önemli özelliğidir; eline geçirdiği her şeyi suyu çıkana kadar kullanır. Bu nedenle dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar çok televizyon kanalı, bağımsız yayın yapan YouTube kanalı ve onlarca internet gazetemiz var. Diyeceksiniz ki bu iyi bir şey herkes konuşuyor. Doğrudur ama gerçek sorular asla sorulmuyor. Benim de kötü bir huyum var, mesleğim gereği gerçek soruları sormayı çok severim, öyleyse başlayalım: Dostlarım, benim kuşağım "halkların kardeşliği" sloganıyla büyüdü. Bu sloganın bizde uyandırdığı coşkunun çok önemli bir nedeni vardı,"halkların kardeşliği" derken sınıfsal bir kardeşlikten de söz ediyorduk: "Ezilenlerin kardeşliği" gibi...Ne yazık ki bu sloganla birlikte,"ezilenlerin kardeşliği" de unutuldu ve bu güzel ülke Türk-Kürt diye etnik bir ayrımcılığa sürüklendi. Çok insan öldü. Tahir Elçi bu slogana vurgun olduğu için öldürüldü. Demirtaş, Gülten Kışanak bu nedenle mapus! Sosyalistlerin HDP'ye önemli bir ölçüde destek vermesinin ana nedeni, partinin etnik ayrımcılıktan, feodal baskıdan kurtulup ülkemizde ezilenlerin partisi olabilme umuduydu. Doğrusu,Türk-Kürt fark etmez, HDP ezilenlerin, sömürülenlerin partisi olabilseydi, hayatımızda emin olun çok şey değişirdi. Şu anda Güneydoğu ve Doğuda büyük çoğunluğu oluşturan genç insanların doğrusu "halkların kardeşliği" dolayısıyla "ezilenlerin kardeşliği" ne demektir pek düşündüklerini, hatta bildiklerini sanmıyorum. Çünkü çocukluklarından beri, etnik bir ayrımcılık onları ele geçirdi. Büyük kentlerin çırak odalarında Türklerle aynı acılı kaderi paylaştıklarını onlara kimseler söylemedi. Tersanelerde, inşaatlarda, yol yapımında, işkence odalarında ölümün Kürt-Türk ayrımı yapmadığını görmeleri engellendi. Asıl düşmanın, işçileri, köylüleri beyaz yakalıları giderek yoksullaştıran bu aşağılık vahşi düzen olduğunu bilmeden büyüdüler. Ve bölgede ağaların, aşiretlerin varlığı asla azalmadı. Özellikle bu seçimde Güneydoğu adaylarının çoğunluğunun aşiret mensupları olduğu açıkça görünüyor.Evet, bölgede gençlerin şu soruları sormasına izin verilmedi:"Neden zengin Kürtler bizim davamızda yok", "Neden bizim köylerimiz yakılırken, zengin Kürtler paralarına para katıp, dünyanın keyfini sürüyorlar", "Neden ben iş bulmak için büyüdüğüm topraklardan uzaklara gitmek zorundayım, teşvik alındığı halde sadece temeli kazılmış fabrikalar neden bitirilmedi", "Neden bizim kızlarımız, oğullarımız PKK'ye katılıp ölüm korkusuyla yaşarken zengin Kürtlerin çocukları en iyi yabancı üniversitelerde