BERLİN'e Atatürk'ün tavsiye ve teşvikiyle bundan tam 88 yıl önce gider Semiha Berksoy.
Siparişiüzerine bestelenen Özsoy operasında görüp yeteneğine hayran kaldığı genç kızın iyi bir eğitim almasını isteyince 1936'da Berlin Yüksek Müzik Akademisi'ne gönderilir. 1939'da Richard Strauss'un 75. doğum günü kutlamalarında büyük övgülerle sahnelenen Ariadne auf Naxos'ta Ariadne rolüyle büyük beğeni toplar. Berlin Yüksek Müzik Akademisi'ni birincilikle bitirerek 'Birinci Sınıf Opera Sanatçısı' unvanını alır. Aynı yıl, II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla ülkesine döner ve Türk Devlet Opera ve Balesi'nin kurulması ile Ankara Devlet Konservatuvarı'nın açılmasına, Alman yönetmen Carl Ebert ile birlikte katkıda bulunur. Berksoy'un Berlin ile bağlantıları ilerleyen yıllarda da devam eder; 1969'da Berlin'de bir kişisel sergi açar ve eserleri yıllar içinde çeşitli kereler sergilenir.
Berksoy'un hayatındaki en önemli figür olan annesi Fatma Saime Hanım'ı henüz sekiz yaşındayken kaybetmesi, onun hayata bakış açısının şekillenmesi ötesinde hayatta kalabilmek için sanata tutunmasında belirleyici oldu. Annesini merkezine aldığı sayısız resim yaptı.
2004 yılında kaybettiğimiz Semiha Berksoy'un ölümünün 20'inci yılında, kültürel hafızasında yer ettiği Berlin'de büyük bir retrospektif sergisi açılıyor.
Eserleri son olarak bu yıl 60. Venedik Bienali'nde de yer alan Berksoy'un sergisi Berlin'de tarihi bir tren istasyonu binasında kurulmuş ve Almanya'nın en büyük çağdaş sanat müzesi olan Hamburger Bahnhof'ta sergilenecek. 6 Aralık'ta ziyarete açılacak sergi, sanatçının 60 yılı aşkın, çok yönlü ve katmanlı sanat pratiğini mercek altına alıyor.
Küratörlüğünü müzenin direktörleri Sam Bardaouil ve Till Fellrath

105