TÜRK sinemasının ve magazin dünyasının 1980'li yıllardaki en önemli figürlerinden biriydi Ahu Tuğba. ABD'nin Miami kentindeki evinde 1 Eylül'de yaşamını yitirmesinin ve cenazesinin Türkiye'ye getirilip toprağa verilmesinin ardından yazılan yazılar biraz da yurtdışında yaşamasından kaynaklanan ihmal edilmişliğini, vefasızlığı hatırlattı.
Hem sinemada hem toplumda bir karşılığı, temsil ettiği şeyler vardı Ahu Tuğba'nın.
Çağdaş Türk sanatının büyük ustası Ömer Uluç, dönemin magazin değerleri üzerine yaptığı çalışmalarında en önemli yeri ona vermiş ve büyük boy bir resmini yapmıştı.
Arif Keskiner'in anılarında tablonun ünlü Çiçek Bar'da da bir süre sergilendiğini okumuştum.
Ömer Uluç'un eşi, yazar Vivet Kanetti sosyal medya hesabı Instagram'da Ahu Tuğba'ya veda mesajında yazınca hatırladım tabloyu.
Kanetti, o kısacık mesajında dönemin ruhunu ve Ahu Tuğba'nın temsil ettiği yeri çok güzel anlatıyor. Tabii Ömer Uluç'un özel anlam yüklediği ve ayrılmaya yanaşmadığı, birçok sergisinde, kitabında yer verdiği Ahu Tuğba resmini neden yaptığını da açıklayarak...
strong class'read-more-detail'Haberin Devamıİşte o mesaj ve Ahu Tuğba'ya en güzel veda yazısı:
SERT GÜNLERİN İKONUORGANİK FEMİNİST
"80'ler başı İstanbul'un bazı mahallelerinde, bazı saatlerde biraz da Bob Fosse'nin Cabaret filmi havası eserdi. Her gün sokaklarda cinayetler, tutuklamalar, yasaklar, sıkıyönetim ve nihayetinde darbe. Tüm bu süreçte yazarlar, henüz çulsuz gezen tüm sanatçılar, ekmek parası uğruna kapağı reklamcılığa veya gazetelere atmış şairler, gazeteciler, azıcık nefesi, hafiflemeyi gece kabarelerinde bulurlardı. Harbiye'deki tıklım tıklım dolan Günay'da Amerikalı cazcılar da sahne alırdı, Leman Sam gencecik bir vokalistti. Küçük burjuva aileler can korkusundan sinemaya tiyatroya gitmeyi toptan kesmiş, Yeşilçam'ın sultanları devri böylece sert kapanmıştı.
O yıllar korkusuzca ortaya çıkmak, şov sektöründe çalışmak için çok daha asi, neredeyse 'organik feminist' olmak gerekiyordu ve Ahu Tuğba o sert günlerin bir ikonu oldu. Sadece çarpıcı, vahşi güzelliğiyle değil, tüm duruşuyla, özgür sözüyle, ekonomik bağımsızlığıyla, defalarca boşanıp evlenmesiyle (efsaneye göre 10 kez), mizahıyla, kültürüyle, erkeklerle eşit diyaloğuyla da bir ikon.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıO dönemin yeni star kadınları, özgür ruhlarıyla, Yalçın Küçük'ün 'bir erkekle 30 yıl evlenmeden yaşadıkları için' Yeşilçam'ın eski starlarını kutsayıp alkışlamasını da bir anda gülünç, rüküş kıldılar.
O günlerin sadece Cabaret filmi havasını değil, magazin basınının tamamen Türkiye'ye has estetiğini de kendi yorumundan geçirmek istemişti Ömer."
Ömer Uluç
EĞİTİM VE ELEŞTİRİ ŞART
CEM Yılmaz son sahne gösterisi CMXXIV'ün yeni sezon açılışı için önceki akşam Zorlu PSM sahnesindeydi.
Gece, Darüşşafaka Cemiyeti'nin 'Eğitimde Fırsat Eşitliği' kampanyası yararına düzenlenmişti.
Zorlu, salon desteği vermiş, DDF adına Esra Ekmekçi organizasyonu üstlenmişti.
Salonun ön sıraları önde gelen sanat takipçisi ve yardımsever iş insanları tarafından doldurulmuştu.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıCem Yılmaz