Ne yapmalı

Türkiye, yirmi iki yıldır süren bir AK Parti iktidarı döneminde çeşitli yollar, köprüler, tüneller, limanlar yaptı. Kalkınmada maddi oranda hiçbir iktidara nasip olmayan başarılara imza attı. Lakin eğitim ve kültür alanında başarısız oldu. Eğitim alanında başarılı olmak sınıf sayısını, laboratuvar imkanlarını, okul sayısını artırmak ise bunda da başarılı oldu. Lakin amaç eğitimin millileşmesi, manevileşmesi ise sonuç istediğimiz gibi ve umduğumuz gibi değil.

E, burada başarılı olamadı.

Bunu Cumhurbaşkanı da itiraf etti. Yani sanki bir gizli el memleketin kalkınması hususunda hamallık konusunda serbestsin. İstediğin oranda radikal tedbir alıp memleketi mamur hale getirebilirsin ama eğitim ve kültür konusuna girme. O konuda sanki gizli bir el dokunma yanarsın diyor.

Bu memlekette en radikal insanlar Milli Eğitim Bakanı oldu. Özal zamanının bakanlarından tutun da bugüne böyle. Hiçbir bakan Milliyetçi Cephe hükümetlerinin MHP'nin desteklemesi karşılığı Nahit Menteşe'nin Milli Eğitim Bakanı olmasına karşılık (AP) Prof. Orhan Düzgüneş'in bakanlık müsteşarlığına getirilmesi ve liselerin Felsefe, Sosyoloji, sanıyorum Psikoloji kitaplarındaki müspet değişiklik kadar icraat yapamadı. Yıl 1976,1977 yılları.

En radikal şahıslar ME Bakanlığına geldiği halde.

Mesela bunlardan biri Hüseyin Çelik'tir. Şimdilerde Abdülhamit'i eleştiriyor. Yahu sen ME Bakanı oldun da ne yaptın Yani demek yaptırmıyorlar. Bir görünmeyen el yaptırmıyor. Bunu açıklamıyorlar da.

Ne yapmalı sorusu bugünlere sıkça soruluyor. Her iki kişi bir araya gelse konuştuğu konu bu. Okullardan her zamankinden daha fazla radikal ateist öğrenci yetişiyor. Hiçbir dönemde gençler manevi ve milli değerlere karşı böyle radikalleşmemişti. Evet. İktidarın milli ellerde olmadığı zamanlar sol görüşlü nesil yetişiyordu ama onlar daha sonra işin doğrusunu duyunca inançlarından büyük oranda döndüler. Ama bugün radikal anlamda yetişiyorlar. O gün tez olan bizim düşüncemiz bugün denenmiş ve işe yaramamış hükmünde gösteriliyor.

Yani bir söz var: El, faresini reklam edip kıymete bindiriyor biz aslanımızda kusur arıyoruz. Okullarda da bilhassa muhalif Atatürkçü öğretmenler öğrencilerle birebir ilgilenerek onları kafesliyor. Bunu yaparken ya iktidarı kötüleyerek ya Atatürk'ü bir alternatif göstererek ya kendi hünerlerini kullanarak öğrencilerin akıllarını iğdiş etmektedirler. Öğrenciler bir dakikaya baliğ bir video izlemiyor. Televizyon izlemiyorlar. Hele tartışma programlarını hiç.

Ellerindeki telefon ise tamamen kötü hazırlanmış örnekler sunuyor. Bir de yaşlarına uygun olarak duygularının esiri olmalarını katarsan. İyilik adına tüm üflenenler beyhude.