21. yüzyıl araçlarını kullanabilme yetkinliği

1980'li yıllarda turizm, 1990'lı yıllarda tekstil, 2000 sonrası inşaat ve 2010 sonrası PPT yatırımlarının faturası krizler olmuştur. Türkiye son 30 yılda 5 kez (1994, 2001, 2008 ve 2018) bu yüzden resesyona girmiştir. 1980 sonrası bütçe açığıyla büyüme modeli 2000 sonrası dış ticaret açığıyla büyüme modeli bunun için de üretime dayalı değil, borca dayalı yatırımları desteklemiştir. Bu yüzden sanayide yeterli ölçek ve yaygın kalkınma gerçekleşmemiştir. Üstelik yıllık bütçelerde yapılacak yatırımların payı 8-10 iken faiz payının 13-15 olması da krizleri derinleştirmiştir. Öncelikle kamuda ise borçlanma ile finanse edilen yatırımlar üretken alanlara yöneltilmeli, ihracat artışı verimlilik ve katma değer artışı ile sağlanmalıdır. Daha çok ihracat daha az ithalat için "hangi sektörlere ağırlık verileceği, bunun için nasıl bir sanayi politikası izleneceği" belirlenmelidir. Türkiye ekonomisi için cari açığın düşürülmesi, enflasyonun makul düzeylere indirilmesi, mali disiplinin sürdürülmesi, sanayi üretim kapasitesini ve katma değeri artırarak yapısal reformlara hız kazandırmak ve istihdam odaklı yatırımlar gerçekleştirmek temel öncelik olmalıdır. pushfn('ads'); İstikrar, Üretimden Yana Olmalı Sanayimiz, tedarik zinciri kaynaklı sorunların derinleşmesi, enerji fiyatlarındaki artış, yüksek enflasyon, üreticileri bekleyen sıkıntıları birlikte yaşamaktadır. Sanayi üretim endeksleri artsa bile sanayi enerji fiyatlarının son 1 yılda 300 artmasıyla reel kazanç azalmakta, sanayi üretiminin tüm üretim içindeki payı sürekli düşmektedir. İlk 500 firma finansman giderleri, faaliyet kârının yaklaşık 70 düzeyinde olması büyümenin reel sektöre değil finans sektörüne yaradığının altını çiziyor. Son 3 yıldır finansman giderlerinin işletmelerin vergi öncesi dönem kârından daha yüksek olması, döviz riski ve ödeme riski yatırım iştahını bitirmiştir. Firmaların işletme sermayesi ihtiyacının 2021 yılının başına göre tam dört kat artış gösterdi. Bu yüzden yeterli ölçekte sanayi imalatı yapılamıyor ve üretim ülke çapına yayılamıyor. Üstelik Türkiye'de üretilen ve katma değer sağlayan birçok ürün yerine hiçbir katma değeri olmayan ithal ürünler alınıyor. Türkiye Bütünüyle Kalkınmalı pushfn('ads'); Halkın özlediği ekonomi, borç almadan, vergi koymadan, zam yapmadan milli imkânların seferber edilmesiyle herkese refah sağlamaktır. Acı reçetelerle değil tatlı reçetelerle çözüm üretmek, israf ve yolsuzlukları önleyerek reel ekonomiyi güçlendirmektir. Mevcut kabiliyet ve potansiyellerine göre illerde farklı sanayi politikaları uygulanacak, kümeleme sayesinde bu politikalar ilçeler bazında geliştirilmelidir. Kalkınma ajanslarının etkin koordinasyonuyla kalkınma planları ile bunlara dayalı uygulamalar bölgesel düzeyde yatırım öncelikleri belirlenecek niteliğe kavuşturulmalıdır. Start-uplarla endüstri 4.0 uyumu ve dijitalleşmeden pay alan bir ekonomi için "akıl teri" ile "alın teri"ni buluşturan yatırımlar güçlendirilmelidir.