İbrahim Kiras

Karar

AK Parti Türkiye'ye ne verdi

Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarı 22 yılı devirdi. 2027'de, yani Erdoğan'ın bir kere daha adaylığının önünün açılması için erken seçimin planlandığı tarihte 25 yaşında olacak. O zamana kadar dayanabilirse tabii.Her halükarda bunlar çok uzun süreler. Kurtuluş savaşımıza liderlik edip Cumhuriyetimizi kuran Atatürk'ün iktidarı bile topu

14 Mayıs'ta niye öyle, 31 Mart'ta niye böyle

Pazar günü gerçekleşen yerel seçimde muhalefetin elde ettiği başarının veya iktidarın başarısızlığının tek başına yerel dinamiklerle açıklanamayacağı ortada. Ancak çok kısa bir süre önce gerçekleşen genel seçimin sonucu da yok sayılamayacak kadar aşikar bir tablo olarak gözümüzün önünde. Öyleyse 31 Mart 2024'te oluşan tabloyu bizzat 14 Mayıs 2023 t

Bu seçim bir şey değiştirecek mi

Geçen yıl cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yapıldı, iktidar en azından bir beş yıl için daha halktan onay aldı. Oysa geniş bir ittifak halinde seçime giren muhalefet sandıktan tam aksi yönde bir sonuç çıkmasını bekliyordu. Ekonomideki sıkıntılar başta olmak üzere geçen beş yılın kötü yönetim karnesi bir iktidar değişimini gerektirirdi nor

En hakiki mürşit 'parti hakikati'

George Orwell'in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört romanını çoğumuz okumuştur. Olayların geçtiği ülkede Hakikat Bakanlığı (Ministry of Truth) diye bir kurum vardı hani. Bu bakanlığın arşiv bölümünde çalışan roman kahramanının görevi parti devletinin şimdiki resmî gerçekleriyle uyuşmayan geçmiş bilgileri ve belgeleri bulup değiştirmekti.Aslında Orwell'in ro

'Cumhurbaşkanımızın talimatıyla' hakikati haykırıyoruz

Gazze'de beş aydır devam eden vahşi katliam karşısında bütün dünyada sivil gruplar protesto gösterileri yapıyorlar. Avrupa ve Amerika'nın belli başlı bütün şehirlerinde özellikle hafta sonları yüzbinlerce insanın katıldığı yürüyüşler ve mitingler gerçekleştiriliyor. Amerika'daki protestolarda özellikle Yahudi gruplar Gazze'deki vahşetin durdurulmas

Satmamak elinde değil mi

Tarihçi Henri Pirenne orta çağda İtalyan şehir devletlerindeki "ticaret zihniyeti"ni anlatırken ilginç bir ayrıntı aktarıyordu: 12-13. yüzyıllarda İslam ülkeleri kendilerinde bulunmayan kereste ve demiri Venedikli tacirlerden temin ediyorlardı. Bu kerestelerle yapılacak gemilerin ve demirlerden dökülecek silahların Hıristiyanlara ve hatta Venedikli

'İktidar Müslümanlığı': Önce hükümetimizin selameti

Hafıza-i beşer nisyan ile malul. Onun için önce önemli bir hatırlatma: Gazze'de yaşanan vahşet karşısında bizim hükümet ilk günlerde dikkat çekici ölçüde sessiz ve sakin bir tavır takınmıştı. Bu tavrın birbiriyle bağlantılı iki sebebi vardı. Birincisi, son dönemde Tel Aviv ile ilişkilerin düzeltilmesi yolunda atılan ciddi adımlara zarar gelmesi ist

'Hükümet Müslümanlığı' Gazze'ye karşı

Ramazan münasebetiyle ekranlara çıkan hocalarımız oruç ayını idrak ederken Gazze'deki din kardeşlerimizin halini unutmamamız gerektiğini söylüyorlar hep bir ağızdan. Zulme karşı sessiz kalmanın Müslümana yakışmayacağını da ayrıca vurguluyorlar.Bunun aksi düşünülemez zaten. Bu mübarek ayda suçsuz günahsız masum insanlar -üstelik aynı kıbleye döndüğü

İstanbul'da ve Gazze'de ramazan

İslam alemi mübarek ramazan ayını idrak ederken İsrail ordusu Gazze'de vahşi katliamını sürdürüyor.Buna karşı ancak orada burada protesto gösterileri yapılıyor, elden başka bir şey gelmiyor. Bir de özellikle Türkiye'de "boykot kampanyaları" yapılıyor. İsrail'e destek verdiğine inanılan bazı firmaların ürünlerinin tüketilmesine karşı çıkılıyor. Ne v

Dindarların 'kul hakkı'yla imtihanı

Benim çocukluğumda -yani çok da uzak olmayan bir geçmişte- Türk toplumunun din anlayışı fazla karmaşık değildi. Bize öğretilen sınırlar belliydi. Sevap sevaptı, günah günahtı. Şimdiki gibi "Günah işleyerek sevap kazanmak" kimsenin aklına gelmeyecek bir şeydi.Müslüman için en önemli iki yasak vardı. Biri somut öbürü soyut olmak üzere, özellikle iki