15 Temmuz'u 'milli birlik günü' yapmak

15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümleri "Demokrasi ve Milli Birlik Günü" adıyla resmîleşti. Bu "resmî gün" vesilesiyle milletin kahramanca direnişi ve şehitlerimizin fedakarlığı her yıl hürmetle anılıyor... Buraya kadar gayet güzel Peki, milletin gerçekten birlik içinde gösterdiği direniş sayesinde bertaraf edildiği söylenen darbe kalkışmasının yıldönümlerini gerçekten "milli birlik günü" haline getirebildik miBu yılki 15 Temmuz törenlerine, bu yıldönümü vesilesiyle yapılan açıklamalara bakılırsa bunu söylemek zor. Aslında 15 Temmuz'un hemen ardından birdenbire değişen bir siyasi ve toplumsal atmosfer söz konusu milletin topyekûn direnişinin milli birlik vesilesine tahvil edilemeyişinde... Bu yılki anmalarda da geçtiğimiz yıllardaki sorumsuz tutumun tekrarlandığını ve hatta konunun seçim sathımailinde kullanışlı bir araca dönüştürülmeye çalışıldığını teessürle görmekteyiz.Bu bakımdan bu yılın 15 temmuzunda da önceki yıllarda dile getirilenlerden farklı yeni bir şey söyleyebilecek durumda değiliz. Dolayısıyla ben de müsaadenizle üç yıl önceki 15 Temmuz'da söylediklerimi yeniden hatırlatmak istiyorum:Bizim tarihimizde namlusunu doğrudan millete çeviren ilk ve tek darbe girişimi olan 15 Temmuz, bu bakımdan, maruz kaldığımız darbelerin en kötüsü, en iğrenci, en menfuru. Bu yönüyle milletin bütünü tarafından anında reddedilen, lanetlenen bir girişim...O gece sokaklara, meydanlara çıkan yüzbinler içinde de her siyasi görüşten insan vardı. İhanet çetesinin devletin uçaklarını kullanarak üzerine bomba yağdırdığı "Gazi Meclis"te darbeye karşı direnen milletvekillerimiz arasında da her partinin temsilcisi vardı. 15 Temmuz darbe girişiminin "Türk milletinin topyekûn direnişi sayesinde bertaraf edildiğini" boşuna söylemiyoruz.Ne var ki birçok konuda olduğu gibi 15 Temmuz direnişine sahip çıkma konusunda da siyasi kaygılarla hareket edenler yok değil. Milletin bütününe mal edilmesi gereken direniş şerefinin şu veya bu kesimin uhdesine hasredilmesi hem gerçeğe, hakka ve adalete uygun değildir hem de milleti birleştirecek bir faktörün milleti ayrıştırma vesilesi yapılması çok tehlikelidir. 15 Temmuz direnişini milli birliğin tutkalı yapmak yerine ayrım yerlerimizi derinleştirmek için kullanmak vatanseverlik değildir.15 Temmuz darbe girişiminin bertaraf edilmesinin ardından oluşan toplumsal havayı hatırlayalım Aralarındaki parti farkını unutan her kesimden insanın omuz omuza demokrasi nöbeti tuttuğu günleri Bütün siyasi partilerin katılımıyla düzenlenen Yenikapı Mitinginde ortaya konulan birlik tablosunu Yenikapı'ya girerken parti, mezhep, ideoloji, etnik köken elbiselerini vestiyere bırakan "millet"i...Adını KARAR'ın o günkü manşetinden alan "Yenikapı Ruhu" ne yazık ki sürdürülemedi Siyasi ayrışmalar kısa zamanda yeniden gündeme geldi. AK Partili vatandaşların Yenikapı Mitingindeki konuşmasını memnuniyetle ve coşkuyla alkışladığı Kılıçdaroğlu'nun darbe gecesi havaalanında cumhurbaşkanını karşılayacağı yerde gelişmeleri televizyondan takip ettiği gündeme getirildi, "millet" direnirken "CHP'liler"in ATM kuyruğuna girdiği vs. söylenmeye başlandıDarbe karşıtlığının ve 15 Temmuz direnişinin şerefine ortak edilmediklerini gören CHP'liler de darbe sonrasının bazı uygulamaları bağlamında siyasi iktidarın darbe girişimini fırsata çevirdiğini, hatta darbe girişiminin de danışıklı dövüş veya tiyatro olduğunu söylemeye başladılar.Hasılıkelam, "millet" olmaya çok da hevesli olmadığımız ortaya çıktı.Aşağıdaki satırlar ise darbe kalkışmasının ilk yıldönümünde, 2017'de kaleme alınmış bir başka yazıdan:Sinsi ve habis Fetullah organizasyonu