Seçimle aydınlık ya da karanlık geleceği seçmek

Artık şu kesin ki; önümüzdeki seçimleri muhalefetin kazanması bu ülke için ciddi bir güvenlik tehdidi olacak. Bu bir tahmin değil. Muhalefet korkusuzca söylüyor bunu. Ne diyor Adını KHK'lı koydukları Fetö'cüler serbest bırakılacak. Kucaklamabarış adı altında PKK terör örgütü ve uzantılarını devletin içine sokacaklar. Bahsi geçen iki örgüt bu ülkenin halkına silah çekmiş, halkını katletmiş ve devleti bölmek ya da ele geçirmeye teşebbüs gibi suçlar işlemiş ve fırsatını bulunca işlemeye devam edecek gruplar. Muhalefetin iktidar olduğu bir ortamda Güneydoğu Anadolu Bölgesi fiilen terör örgütünün eline geçecek. Şu anda kafasını çıkarmaya korkan örgüt üyeleri fiilen jandarmalık yapacaklar. Diğer yandan Fetö yine alan bulursa hızlıca devletin içinde pozisyon alır. Bu durumda devletin savcısı, askeri, polisi bizim için en büyük tehdit olacaktır. Çünkü bu tür teşkilatlar eskisi gibi Fetö'nün eline geçecek. Muhalefet izin vermez diye düşünmeyin. Örgütün elinde hepsini hizaya getirecek sayısız kaset vardır. Ayrıca devlet, devlet düşmanlarının kontrolünde olunca Aselsan, TUSAŞ, Roketsan ve Baykar gibi güzide firmalar jet, SİHA ve füze gibi silahları üretemeyecek. Çünkü yerli silahlar var oldukça terör örgütü varoluş mücadelesi vermeye devam edecek. Rahat etmek ve devletle yaptığı savaşta ilerleme kaydetmek adına verdiği oyların bedeli olarak silah üretimini ya durdurtacak ya da operasyon yaptırmayacak. İhmal edilen bir risk daha var. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin başına geçtiğinden beri marjinal sol ve mezhepçi gruplar ortalıkta daha fazla görünmeye başladılar ve parti içinde pozisyonlar elde etmeye başladılar. Bu gruplar her gün milleti ve hükümeti tehdit ediyor ve intikam almaktan bahsediyor. İçlerinden bazıları öyle bir kan davası güdüyor ki öfke saçan sözlerinde Yavuz Sultan Selim'den bile intikam almak var. İnsan bu güruhun mütedeyyin insanlara neler çektireceğini düşünmek bile istemiyor.