14 Mayıs'taki tehlike

Musibetlerden alınan dersler, alınmaması gereken ve de geç alınan derslerdir. Depremde de, hayatla ilgili kararlarda da, siyasette de bu böyledir. Başımıza gelen her musibet bize zarar verir. Sonrasında yeniden toparlanmak zor, külfetli ve zaman alıcıdır. Önümüzdeki 14 Mayıs seçimlerinin sonuçları da bir musibete gebedir. Bu ülkede meşru dairede siyaset yapan ve temel haklara saygı duyan her partinin iktidar olmaya hakkı vardır. Eğer başaramazsa bir dahaki seçimlerde kaybeder ve yerine yenisi gelir. Ancak siyasete şiddet katan partiler iktidarda ya da iktidarın arkasında oldu mu iş değişir. Türkiye'nin bitmeyen, ciddi bir terör sorunu var. Terör örgütlerinin kendisi seçimlere girmeseler bile siyasi uzantıları üzerinden istediklerini elde edebiliyorlar. Bugün bir PKK terörü ve onun siyasi uzantısı olan HDP gerçeği var. Kürtçü ayrılıkçı hareketin mücessem iki unsuru olan söz konusu örgüt ve parti birbirinin tamamlayıcısı olarak hareket ediyorlar. Eğer ki siyasi uzantı devletle uzlaşmak, barış için görüşmek ve çatışmayı bitirmek için çabalasaydı varlığı zarardan çok fayda getirirdi. Ama öyle olmadı. HDP arada durmak yerine örgüte yaslanarak ve kendini tamamen teslim ederek siyaset yaptı. Hatta örgütün insan kaynakları şubesi gibi çalışarak örgüte eleman kazandırdı. Bazen de örgütten gelen talimatlarla sokaklarda kaos oluşturmaya çalıştı. Yıllar içinde duruşlarında bir değişiklik olmadı. Çözüm sürecinde kendilerine barış için bir şans verildi ama onlar bölgenin kendilerine teslimini istediler. Gelen haberlere göre Millet İttifakından da aynı talepte bulunuyorlar. Korkarız ki muhalefetin ittifakı, sırf iktidara gelmek için bölgeyi teslim eder. Etmedik diyeceklerdir, polisimiz askerimiz orada diyeceklerdir ama işin aslı öyle olmayacaktır. Muhtemelen bazı şeyler görmezden gelinecektir. Mesela HDPPKK halka