Henüz çocuk yaşta iken oldukça dindar olan annemden babamdan aldığım terbiyeyi diniye sayesinde kendimi dindar olarak biliyordum. Çevremdeki insanlar da çoğunlukla bana o gözle bakıyorlardı.
Yaş ilerledikçe çevremdeki bazı tam dindar insanların hal ve davranışlarına baktıkça, bendeki inancın taklidî olduğunu fark etmeye başladım. Dinî farizalarımı yerine getirmekteki hata ve lakaytlıklarımı düzeltip, daha mükemmel bir dinî yaşantıya sahip olmak için bir arayış içine girdim.
Merak saikası ile okuyacak kitap arıyor, faydalı veya zararlı kitap farkı gözetmeden elime geçen her çeşit kitabı okuyordum.
Yaş ilerledikçe okuduğum bazı kitapların dinî değerlere muzır kitaplar olduğunun farkına vardım ve artık bu çeşit kitapları alıp okumaktan tamamen vazgeçtim.
Henüz Risale-i Nur'ları tanımadığımdan kendime göre faydalı bulduğum manevî değerlere saygılı sağ cenahtaki yazarların kitapları ve gazetelerini okumaya başladım.
Bu meyanda M. Şevket Eygi'nin çıkardığı ve Şule Yüksel Şenler gibi yazarların bulunduğu Bugün gazetesine abone olduğumu hatırlıyorum. Bu gazete haftada bir posta ile bana geliyordu.
Altmışlı yılların sonlarına doğru Nurlarla tanışmamla beraber Bugün gazetesinin Nurlardaki ölçü ve prensiplere uymayan yönleri olduğunu fark ettim ve o andan itibaren bu gazeteyi okumaktan vazgeçtim.
Arayışlarım devam ederken haftalık çıkan İttihat gazetesiyle tanıştım. Okudukça bu gazetenin bu günkü Yeni Asya gibi dışarıya Nurlardaki hak ve hakikatlarını duyurmakla vazifeli olduğunu ve risale kaynaklı tatmin edici makalelerle bu vazifesini yerine getirdiğini hatırlıyorum.

20