Güz yağmuru

Köyde gece uyanık kesme ayakta olmak bütün yaşama aykırı olsa da, demlenen sessizliğe şeker niyetine yalnızlığın eklendiği özel zamanlardır.

Hele bir de 'normal' ölçülerde yağmur yağıyorsa.

Yeni başlayan bildik güz yağmurları geceye ayrı bir gizem katıyor, puslu bir görünürlük sağlıyor...

İklim rejimlerinin altüst olduğuna, eski yağmurların mazide kaldığına, gecenin gece-gündüzün gündüz olma vasfının giderek yok olduğuna, yağmurun-rüzgarın deforme olduğuna, sıcak günlerin soğuk zamanlara karıştığına dair söylemlere... inat güz yağmurları sanki geçmişten nameler getirircesine yağmaya başladı.

Öyle ki, hala, çatısı çinko evlerde insanı uykuyu çağırıyor güz yağmurları, ya da uyku modunda dinlenmeye...

Yağmurun, kavurucu Ağustos sıcaklarının kızıştırdığı toprakla buluşmasıyla oluşan terkiplenmenin oluşturduğu bulut kümesi vadileri-tepeleri dolaşıyor olmalı ki; önümdeki muhteşem panoramada, ipil ipil yanan şuradaki lambalar birden kaybolmakta sonra onlar yeniden ortaya çıkarken ötedeki ışıklar kaybolmakta... Ben de onlarla saklambaç oyununda...