Yakın tarihe bakınca işler karışıyor

Kasvetli bir sonbahar günü... 15 Ekim 1959... Yer Münih... Bir kadın "Yetişin, kocam ölüyor" diye bağırırken ambülans olay yerine varıyor. Görevliler apartmanın üçüncü katında bir cesetle karşılaşıyorlar. Dairesinin kapısını can havliyle açmış ama merdivenlere ulaşamamış. Ölen kişi İkinci Dünya Savaşı'nın tanınmış Ukraynalı milliyetçi eylemcisi Stepan Bandera. Otopsi raporu, iç organlarında siyanür izlerine rastlandığını gösteriyor. Polis sözcüsü "İntihar olabilir" diyor ama bir başka Ukraynalı sürgün Lev Rebet'in de iki yıl önce aynı şekilde ölmesi, Münih polisinin aklını karıştırıyor. Siyanür elbette KGB'yi işaret ediyor ama hem Bandera, hem de Rebet'in "Yahudi katliamları"ndaki payı düşünüldüğünde akla başka mihraklar da geliyor. O tarihte kimsenin hayal edemediği şeye gelince... 60 yıl sonra sonra Ukrayna'nın hemen her şehrinde Stepan Bandera'nın heykelleri var. Bandera artık bir milli kahraman ve Ruslar buna çok bozuluyor. Niye yazıma böyle başladım Şundan... Ortalıkta Ukrayna-Rusya gerilimi üzerine bin bir türlü haber, fikir, teori uçuşuyor. Lakin kimse "Yahu Ukrayna dediğimiz ülke topu topu 31 yıl öncesine kadar Sovyetler toprağıydı" demiyor. Oysa Putin yılbaşında "Sovyetlerin dağılması, Rusya halkları için kapanmamış bir yaradır" diyerek sarsıcı bir mesaj vermişti, unuttuk mu Kimi Batı strateji kurumları şimdiden "Bağımsız Ukrayna'yı destekliyoruz ama bunu 1939-43 arasında yüz