Cumartesi notları: Devam filmi

O kulları "huysuz" çocuklar için birkaç saatlik tutukevi, "uslu" çocuklar için de yarış sahası haline getirdiğimizin farkında mıydık Hayır! Ruhları öfkeyle doluyordu, anlıyor muyduk Hayır! Hayat gailesinin perişan ettiği ailelerde kimsenin çocuklarla ilgilenecek mecali kalmadığını anlamak istemiş miydik Ne gezer! Kent sokaklarının çocuklar için yavaş yavaş cangıla dönüştüğünü gördük mü Yok! Sonra engelli çocuğa okulda yapılan eziyeti görünce dehşete düştük. Çok geç! "Erken uyarı" sistemlerimiz çalışmayalı o kadar uzun bir zaman oldu ki... Mizah duygumuz zaten yerlerde sürünürken üzerine Tiktok, Kwai gibi felaketler geldi. Artık toparlanması imkânsız... Adam bir viski şişesinden bardağa döktüğü içkiyi elindeki makasla kesiyor!!! Üzerine de yazmış... "Doktorum içkiyi kes, dedi, ne işe yarayacağını anlamadım ama uzman tavsiyesini dinlerim." Ho ho, hi hi, he he! Şimdiden on bin kişi beğenmiş bile... Sosyal medyadaki güldürmeyen gülünçlükler neyse de... Hani bitirdiğimiz yıl içinde kârlarını 5 kat artıran bankalarımızın reklamlarında kullandıkları mizah seviyesinin sıfırın altında seyretmesine ne demeli Neredeyse bütün reklamlardaki banka müşterileri sersem, saf, şaşkın tipler. Bir reklamcı da çıkıp anlatsa şunun nedenini, niçinini, pek memnun olacağım. Hatırlıyorum da... Bir zamanlar Susan Miller'ın astrolojik tahminleri denilince ortalık coşardı. Beyaz yakalılar Miller dediyse, mutlaka inanır, söylediklerinin