Batmadan çıkmaz bu futbol!

Şaşırdık mı Hayır! Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı, "Bir saat bile durmak istemiyorum" dedi ve görevi bıraktı. Bir saat değil, bir dakika bile durulmayacak bir ortam... Futbolun kendisini soracak olursanız... Hem kendini, hem de bizi "bırakalı" çok oldu. Anlayan anlamıştı bunu... Öyle bir düzen ki... Karakteri hiç değişmiyor; asla kendini yenilemiyor. Üstelik eski devirlerin en kötü özellikleri, eskisinden de beter biçimde sürüyor. Lobiler, lobiler, lobiler... Bitmez tükenmez ihtiraslar... Siyasete selam çakıp taraftarlara çalım atmalar... Birbirinin yüzüne gülüp ardından birbirinin gözünü oyan kulüpler... Ve bir yanda da günü kurtarmaya çalışmaktan bitkin düşmüş futbol medyası... Tablo bu! Dürüstçe söyleyin... Bu tablodan düzgün bir şey çıkabilir mi Pandemide kafama iyice dank etmişti. Futbol gerçekten de "kitlelerin afyonu"ydu, yalan yok! Ama kabul edin ki... Bizim futbol bunu bile beceremedi... Bir gram kalmış tadını, tuzunu bile kaybetti. Şimdi bakıyorum... Sistemin "derebeyleri" başkanlık yarışına ısınıyor, medya kim başkan olacak diye işi spor totoya çevirmiş... Taraftar da soruyor: "Yeni federasyon, yabancı kısıtlamasını kaldırır mı" Çapımız bu... Anlayacağınız... Futbolumuzun yaptığı tek şey; sosyal tasavvurlarımızı çürütmek... O halde batsın bu futbol! Anca ondan sonra çıkar... KORKULARDAN KORKU BEĞEN! Virüsler tatil verdi... Yeni furya mikroplastik korkusu... Bizde ve dünyada, bütün medyalarda yeni dehşet malzemesi bu...