2023 nasıl geçecek

Takvimlerini ilahi işaretlerden koparmış toplumların... İçinde geleneğin derinliklerine ve kalplerimize dair en ufak bir iz taşımayan günlere, aylara, yıllara bağlanmış toplumların acıklı deliliği işte! İçi boş, matematiği zayıf, saçma sapan bir takvimin karşısında yelkenleri indirmiş, bekleşiyoruz... Gülünç de bir yandan... 31 Aralık'ı 1 Ocak'a bağlayan gece bir sıçrama anı olabilir mi Bir yıl gerçekten biter, öbürü başlar mı Neden durup dururken sırf takvimden bir yaprak düşüyor diye değişim başlasın İş güç düzenimizi feda ettiğimiz bu takvim o kadar yükü taşıyabilir mi Tabii ki esas hikâye bu değil... Esas hikâye, başlangıçlara inanma isteğimiz... Değişmek istiyoruz. Berbat hayatlarımızı, sıkıntılarımızı, hatalarımızı geride bırakmak istiyoruz. Silkelenmek, toparlanmak, yenilenmek istiyoruz. Bunun için "başlangıç"lara ihtiyacımız var. Bir kapıdan çıkıp diğerinden girer gibi... Geçişlere... Püf noktası şurası ki... Armut pişsin ağzıma düşsün istiyoruz. Yeni ne varsa, hayatımıza gökten zembille gelsin... Madem "yeni yıl"mış... Biz kıpırdamadan o her şeyi halletsin! Var mı öyle yağma, hayatta Yok! Olduğuna, olacağına global ayinlerle inanmaya çalışıyoruz işte! Her yıl bu tarihlerde delirip saçmalıyorsak bundan... ASTROLOJİ BİLDİĞİMİZ GİBİ Bu ayın gözdesi astrologlar tabii... Ama onların da kendilerini değiştirmeye, söylemlerine azıcık akılcı bir