Yabancı karşıtlığı

Türkiye gibi yoğun göç almış bir ülkede yabancı karşıtlığı, tatsız bulsanız da doğal bir gerçektir. İnsanlar göçmenleri zaman zaman güvenlik sorunu olarak görür, zaman zaman da ekonomik kaygılar nedeniyle öfkelenir. Bizde de şimdiye kadar olan bundan ibaretti. En azından Batılı ülkelerde olduğu gibi kurumsal bir yabancı karşıtlığı yoktu. Öfke ile kurumsal karşıtlık arasında devasa bir fark vardır. Türkiye genel olarak yabancıya toleransı yüksek bir toplumdur. Tarih boyunca da göçler almış ve bu göçleri bir şekilde toplumun ana aksıyla uyumlu hale getirmeyi becerebilmiştir. Devlet otoritesinin ciddi zayıflık gösterdiği dönemlerde dahi toplumsal karşıtlıklar pek görülmemiştir. Ancak yabancı karşıtlığı kurumsallaşacak olursa çok daha fazla toplumsallaşma ihtimali var. Kurumsallaşmadan kasıt ise sadece bu konuya odaklanan çeşitli siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin oluşmasıdır. Mesela, Avrupa'da aşırı sağ uzun yıllar boyunca kurumsal yapılar aracılığıyla yabancı karşıtlığını toplumun ana akslarından biri haline getirmeyi başarmıştır. Türkiye'de ise en azından yabancı karşıtlığını temel ilkesi haline getiren bu tür yapılar yoktu. Fakat gördüğümüz kadarıyla artık bu tür partiler de sivil toplum örgütleri de meydana çıkıyor. İşte burası tehlikeli bir noktaya evrilebileceğimiz anlamına gelir. Aslında bu da çok şaşırtıcı değil. Siyasi ranta dönüşeceği görüldüğünde kurumsallaşma da kaçınılmaz olarak peşinden geliyor. Toplumda uzun yıllar boyunca kendiliğinden oluşan bir öfke zemini, belli kışkırtmalar yoluyla zaman içinde güçleniyor. Sistematik bir biçimde bu konu provokasyonlarla ele alındığında artık süreç bir kartopu gibi ilerleyebilir. Siyaset ile toplum arasında bu çeşit karşılıklı bir inşa süreci doğarsa maalesef kartopu gibi bir yabancı düşmanlığımız olur. Bu da Türk toplumunun kendisine bile ciddi zararlar yapabilir. Bu nedenle ana akım siyasete talip olanların öyle ya da böyle bu meseleyi daha soğukkanlı biçimde ele alması ve kurumsallaşacak bir yabancı karşıtlığını bastırması gerekir. Bu çerçevede bir yandan göçmen akınını durdurmak, bir yandan geri dönüşleri sağlamak, bir yandan da toplumu