Menendez çok da önemli değildi

Tıpkı F-35 gibi F-16 satışları da yılan hikâyesine dönüştü. Biden bu konuyla ilgili umut verici konuşmasına rağmen şimdiye kadar maalesef pek de ilerleme kaydedilemedi. Hâlâ konuyu dönüp dolaştırıp İsveç'in NATO üyeliğinin onaylanmasına getiriyorlar.
F-16 satışlarını böylesi bir koşula bağlamak uygun görülmediği için de bu zamana kadar Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez'in Türkiye'ye muhalif tavrı gösteriliyordu. Şimdi Menendez yolsuzluk soruşturmasına uğrayıp görevi bırakmak zorunda kalınca bunun yeni bir fırsat olduğunu düşünenler var.
Halbuki baştan bu yana söylemeye çalışıyorum. Menendez bu işin sadece bir kısmı. Ve aslında bahanesi. ABD siyasetinin işleyişini azıcık izleyenler bilir ki, Amerikan yönetimi satış kararında ciddi ve kararlı olsa ABD Kongresi'nin hızla ikna eder. İkna edemese bile Kongre'yi bu tür konularda by-pass etmesi de mümkündür. Menendez gibi ayrıntılar hep bir bahane olarak sunulur.
Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihini bilenler, ne demek istediğimi gayet iyi anlar.
Biden yönetimi istese Menendez de kolayca ikna edilebilirdi. Yerine gelen de kolayca ikna olabilir. Ama aslında Biden yönetimi, F-16 satışlarını en azından sonuna kadar ertelemenin peşinde.
Türkiye, İsveç'in üyeliğini Meclis'te onaylayana kadar bekleyecekleri sinyalini veriyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zaten sürekli kendisinden bunun talep edildiğinin farkında. Bu nedenle Erdoğan da benzer cümleler kuruyor.
Bu iki konuyu ilişkilendirmenin doğru olmadığını söylüyor. Amerikan Kongresi varsa Türkiye'nin de kendi