Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik

Diplomaside bazen konuları birbirinden özenle ayırmak istersiniz. Üst üste binmesini engelleyip konu bazlı kararlar vererek ilerlersiniz. Ancak bazen de birçok başlık üst üste oturuverir. Eğer iyi yönetirseniz de olumlu sonuçlar alabilirsiniz.
Son günlerde böyle bir süreç yaşıyoruz. Ankara'daki terör saldırısı, Türkiye'nin terörle mücadelesi, Türkiye'nin Suriye stratejisi, ABD ile devam eden F-16 ve İsveç müzakereleri birkaç haftalık sürecin içine sıkışmış gibi görünüyor. Sanki düğüm üstüne atılmış düğümler bir kılıç darbesiyle çözülecek gibi bir hava doğdu.
Meclis açılıyor. İsveç meselesinin Meclis gündemine gelmesi bekleniyor. Bir yandan Türkiye, F-16'lar konusunda ABD'nin somut adım atmasını bekliyor. O esnada Ankara'da Meclis yakınlarında bir terör eylemi gerçekleşiyor. Türkiye buna karşılık sınır içinde ve sınır dışında kapsamlı operasyonlar başlatıyor.
Dışişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı hemen hemen aynı kelimelerle Türkiye'nin operasyon çerçevesini tanımlıyor. ABD'ye en uygun ve en sert dille uyarılar yapılıyor. Buna göre, terör mensuplarının ve üslerinin artık Amerikan bayrağı arkasına saklanmasına müsaade edilmeyeceği söyleniyor. "Terör unsurlarının yakınında dolaşmayın" diye uyarı yapılıyor. Tüm hedeflerin vurulacağı bildiriliyor.
Dikkat ederseniz aynı gün içerisinde güvenlik ve dış politika alanlarından sorumlu üç bakan ve iki başkan, aynı karede birlik görüntüsü verdi. Bu aslında devlet politikasının kapsamını ve tutarlılığını göstermesi bakımından da sembolik olarak oldukça güçlü bir mesajdı. Amerika mesajı almıştır sanırım.
Zaten hemen ertesi gün hava operasyonları başladı. Petrol rafinerilerinden PKK'nın üslendiği bölgelere kadar