Siyasette kimlik ve güven sorunu

26 Ağustos tarihinde Meral Akşener Afyon'da çok "önemli" bir konuşma yapacakmış. Herkes merak ediyor acaba ne söyleyecek diye. Zira tarih ve mekan önemli. Büyük Taarruz'un başladığı yerde ve tarihte Meral Akşener'in de büyük laflar edeceği ve seçmenini heyecanlandıracağı düşünülüyor. Ben ise bunları duyunca Türk siyasetinde muhalif partilerin yaşadığı kimlik sorunlarını ve bu kimlik sorunlarının neden olduğu meseleleri düşünmeden edemedim. Belli bir süre CHP'nin kimlik sorunu üzerine yazmaya çalıştım. CHP seçim sürecinde kazanmak için elinde ne var ne yok "kumar masasına" sürdüğü için ciddi bir kimliksizleşme sorunuyla karşı karşıya. Var olan bir kimliği sarstı. Ama İyi Parti'nin zaten bir kimliği yoktu. Baştan beri kurulamadı. Milliyetçilikten sağcılığa, sağcılıktan ulusalcılığa, ulusalcılıktan ittihatçılığa, muhafazakarlıktan yabancı karşıtlığına savrulup durdu. Sorunun sanırım kendileri de farkında. Akşener bir keresinde "hibrit (karma veya belki de kırma) bir partiyiz" demişti. Doğru. Eli CHP'ye gitmeyen ama muhalif olan seçmen isin tasarlanmıştı. Orada kendine bir yer edindi ama hepsi o kadar. Oradan nereye gideceğine karar veremedi. Savrulmanın altında bu yönetim ve irade sorunu yatıyor. Beş yılı aşkın bir süredir parti liderliği ne doğru düzgün bir karar verebildi ne de verdiği kararların arkasında durmayı becerebildi. O nedenle de CHP'nin kuyruğundan kurtulamadı. Kimlik kazanamadı. Belki de bu soruna bir çare arıyorlar. Ama sanırım o tren çoktan kaçtı. Zira kimlik tek başına sizin