Rusya'ya ekonomik yaptırım

Batı'da coşkulu bir Rusya karşıtlığı havası var. Kimileri yaptırımlar yoluyla Rusya'da "rejim değişikliği" fikrini bile işlemeye başladı. Sadece başıboş sosyal medya dedikodularından bahsetmiyorum. Batılı başkentlerin bile, telaffuz etmeseler dahi, kafalarının bir yerinde Putin'i düşürmek fikri olduğunu görebiliyorum. Bunu ekonomik yaptırım planında görebilirsiniz. Açıklanan yaptırımlar genel olarak tarif edilecek olursa üç temele dayanıyor. Bir, Avrupa'nın gaz ihtiyacını en az zedeleyecek şekilde düşünülmüş. İki, aşamalı olarak kurgulanmış. Üç, özellikle Rus oligarkları hedeflemiş. Bunları bir bütün halinde değerlendirdiğinizde beklenen hedeflere ulaşılmasının kolay olmadığını söyleyebilirim. Eğer Batılı liderler gerçekten yaptırımlara büyük ümit bağlıyorsa dikkatli olmalarını tavsiye etmek lazım. Öncelikle ekonomik yaptırımlar tarihine bakarsanız küçük devletlerde bile işe yaramadığını görürsünüz. Aksine bu tür yaptırımlar genelde var olan rejimi daha da tahkim eder. Zenginlik belli ellerde toplanır ve toplum acı çekerken yöneticilere bu yaptırımların pek bir zararı olmaz. Aksine yöneticilerin toplum üzerindeki gücü artış gösterir. Belki de bu yüzden Biden, her seferinde Rus oligarklarını hedef alıyor. Oligarkları rahatsız edebilirse onların Putin'i düşürebileceğini hayal ediyor olabilir. Ama bu da doğru bir okuma gibi görünmüyor. Rusya'da devlet, oligarklara bağlı değildir. Oligarklar, devletin uzantısıdır. Bu nedenle oligarkların, çok rahatsız olsalar da Putin'i devirme şansları olduğunu varsaymak aşırı iyimserlik olur. Öte taraftan bu yaptırımların uygulanış yöntemi de yanlış. Caydırıcı olmaktan ziyade cezalandırıcı. Cezalandırmaya kalktığınızda Rusya'yı daha da birbirine kenetlersiniz. Caydırıcı olsun istiyorsanız aşama aşama değil tek bir pakette ve kocaman bir yaptırımla gelmeniz gerekirdi. Caydırıcılığın şaşmaz ilkesidir. Karşı taraf sizin tavizsiz olduğunuzu ve yaşayacağı yıkımın devasa olacağını bilmeli.