Rusya ne yapmaya çalışıyor

Putin'i genel itibarıyla anlayabiliyoruz. Ukrayna'da yaşadığı sıkışmışlıktan rahatsız. Bunu aşmak için de yeni cepheler açmayı mantıklı buluyor olabilir. Genelde bu tür tüketme savaşları esnasında devletler böyle açılımlara eğilim gösterir. Tıpkı Almanların Birinci Dünya Savaşı esnasında Batı cephesindeki sıkışmışlığı, Doğu ve Güney'e yüklenerek aşmaya çalışması gibi. Afrika'daki Rus aktivitelerini büyük oranda bu çerçevede değerlendiriyorum. Fransa'nın can damarlarını kesebilirse onların Ukrayna Savaşı'na bakışını değiştirebileceğini umuyor olabilir. Veya Polonya'yı tedirgin ettikçe NATO'nun içinde bir kırılma yaşanabileceğini hayal ediyor olabilir. Aslında bunlar rasyonel düzlemde kötü hesaplar değil. Gayet yaratıcı olduğunu da söyleyebilirim. Ancak Rusya'nın bu düşüncesinde iki temel açmaz var. Birincisi, bu yeni cepheler başkaları için maliyet olduğu gibi Rusya için de maliyettir. İkincisi, karşı tarafa maliyet çıkarmak bu tür gerilim dönemlerinde karşı tarafın çözülmesini sağlamaktan çok kenetlenmesine de sebep olabilir. Mesela, Afrika'da Fransa karşıtı darbeleri desteklemek ucuz fakat değerli bir yöntem olarak görülebilir. Ancak unutmamak gerek ki, karşı darbeler de ucuz ve etkili olabilir. Böylesi karşılıklı bir darbeler süreci başlayacak olursa Batılı devletlerin enerjilerinin daha uzun soluklu olacağını düşünüyorum. Sıcak çatışmaya girmedikçe, iş ekonomik ve askeri destekle vekâlet darbeleri yürütmeye kalırsa ve kesin sonuç kısa sürede alınmazsa Batılı ülkeler kaynakları bakımından daha dayanıklı görünüyor. Dahası Afrika'da elde edilebilecek zaferler küresel siyasetin stratejik dengelerini pek değiştirebilecek hacimde değil. Ama daha önemlisi, bu tür kayıkçı kavgaları kendi ruh hâlini yaratır. Küçük kazançlar stratejik zafer gibi görünür. Büyük kayıplar telafi edilebilecek hatalar olarak değerlendirilir. Mesela, Fransa Nijer'deki kaybını kendini diz çöktürecek bir olay olarak değil de telafi edilebilecek ve Rusya'dan hesap sorulması gereken