NATO'nun 2022 "stratejik" konsepti

Madrid Zirvesi'nde NATO'nun 2022 stratejik çerçevesi açıklandı. Belge toplamda 14 sayfadan meydana geliyor ve NATO'nun gelecek yıllardaki stratejik gündeme nasıl baktığını özetliyor. Merak eden belgeyi kolayca bulup tüm ayrıntılarına bakabilir. Kabaca özetlemek gerekirse caydırıcılık, savunma, kriz önleme ve yönetme, ortak güvenlik gibi konulara değiniyor. Fakat bir bütün halinde baktığınızda bana sorarsanız pek de stratejik bir belge olmamış çünkü çoğunlukla moda kavramlara dayandığından bir kavramlar sepetine dönüşmüş diyebiliriz. NATO bu belgede bir yandan dünyanın yeni şartlarını tanımlıyor, bir yandan da hala doksanlardaki güvenlik dilini kullanıyor. İnsani güvenlik gibi çok geniş bir kavramsallaştırmaya dayanarak güvenliğin özünü kaçırıyor. Göçten, iklim değişikliğine, siber güvenlikten, nükleer silahlara, terörden demokratik değerlere kadar içinde ne ararsanız var. "İyi işte! Oldukça kapsamlı bir tarif yapılmış" diyebilirsiniz. Ben hiç de öyle düşünmüyorum. Genelde bu tür belgeler ne kadar geniş tutulursa odağını da o kadar kaybeder. NATO'yu NATO yapan bir askeri güvenlik ittifakı olmasıdır. Hatta daha özelinde de nükleer caydırıcılık meselesidir. Ve tek bir adresi vardır. Avrupa'daki Rus veya Sovyet tehdidi. Bu dar hedefe odaklandığı müddetçe başarılı olmuştur. Bunun dışına her çıkmaya çalıştığında odak kaybı kaçınılmaz olarak yaşanmıştır. Doksanlı yıllarda başlayan açık kapı politikası her Avrupa ülkesini NATO'ya dahil etmeye yönelik liberal ideolojik bir söyleme dönüştü. Mesela tehdit olarak Rusya tabii ki zikredilmiş. Ama devamında terör de var. Çin de var. Siber saldırılar da var. Bunların Baltık'taki, Ortadoğu'daki, Akdeniz'deki, Afrika'daki uzantıları var. Cinsel şiddet var. Kültürel mülkiyet hakları var. İnsan