Ukrayna krizi çözülecek gibi değil. Rusya bastırdıkça bastırıyor. Amerika öncülüğündeki NATO ise her gün yeni zafiyetler sergiliyor. Belki de Rusya ilk başta bu kadar cüretkâr değildi. Belki de Rusya'yı bu kadar cesaretlendiren, NATO'nun verdiği bu dağınık görüntü olabilir. Çünkü ne NATO müttefikleri Rusya karşısında ortak ve sağlam bir irade ortaya koyabiliyor ne de Amerika bu ortak iradeyi sağlayabilecek gibi görünüyor. Almanya'nın Rusya'ya karşı tavizkâr tutumu, NATO ittifakında son günlerin en bariz çatlak görüntüsü haline geldi. Amerika, Rusya'yı bankacılık sisteminden çıkartarak ağır bir yaptırım uygulamayı planlarken Almanya bu karara uymayacağını açıkça belli etti. Eğer Almanya, Rusya'ya karşı yaptırımlara uymayacak olursa yaptırımların hiçbir anlamı olmaz. Çünkü Rusya'nın Batı dünyasındaki en büyük ticari partneri Almanya'dır. Ekonomik yaptırımların zaten pek kullanışlı olmadığını biliyoruz. Ama en azından yaptırım paketindeki en kolay unsur olarak görülüyordu. Bunda bile NATO'nun fire vermesi, "masadaki diğer seçeneklerin" hiçbirinin uygulanamayacağının en açık göstergesi haline gelir. NATO'nun ikinci büyük ekonomisi ve Rusya'nın ikinci büyük ticari partneri Almanya, ekonomik yaptırım gibi bir başlıkta bile ABD'yi takip etmezse bu saatten sonra başka başlıklarda kim ABD'yi takip edecek Tabii ki kimse etmez. Bunu da Ruslar bilir. Bir başka uyumsuzluk örneğini yine Almanya üzerinden gördük. Ukrayna'ya silah taşıyan İngiliz uçakları, Alman hava sahasını kullanma izni alamadı. Almanya'nın etrafından dolanmak zorunda kaldı. Almanlar, Ruslara açıkça "Biz bu işin içinde yokuz" diyor. Uyumsuzluk, ekonomik boyutların da üzerinde stratejik boyutlara kadar