NATO Zirvesi'nin ardından

Her şeyi tartışmalı hale getirmek gibi tatsız bir alışkanlık türedi. Diyebilirsiniz ki, hep vardı. Olabilir. Ama sosyal medyayla beraber bu örgütlü ve kötü niyetli bir hâl aldı. Sürekli birbirine referans veren belli başlı gruplar ve linç ekipleri gayet bilinçli bir şekilde ekonomiden dış politikaya, güvenlikten hukuka kadar her alanda üretilmiş fesatlığı siyasi amaçlarla yayıyor. Bu bildiğimiz dedikodudan veya siyasi eleştiriden farklı bir durum. Bir çeşit sanal örgüt faaliyeti. Ülke gündemini de maalesef teslim alıyor. Son olarak NATO Zirvesi'nin ardından gördük bu eylemleri. Herhangi bir toplantı sonrasında yapılan bir basın açıklamasını bile delik deşik etmeye hazır bekleyenler nedeniyle hepimiz geriliyoruz. Bu sağlıklı bir durum değil. Soğukkanlı değerlendirmelerin önünü tıkıyor. Sürekli karamsarlık yayıyor. Gerilimleri tetiklemeye çalışıyor. Sırf Erdoğan'ın müzakerelerini başarısız göstermek için bin dereden su getiriyorlar. Halbuki bu zirve Türkiye için oldukça kritik bir zirveydi. Ve Türkiye şimdilik alabileceklerini fazlasıyla aldı. Belirlediği hedeflere ulaştı. Norveç ve Finlandiya, teröre karşı istenilen tedbirleri alma sözü verdi. Erdoğan da Türkiye'nin süreci takip edeceğini, beklentiler karşılanmadığı müddetçe bu iki ülkenin üyeliğine engel olunabileceğini açıkça söyledi. Amerika ile F-16 müzakereleri yapılacaktı. Yapıldı. Biden açıkladı. F-16 süreci de başladı. Kongre'de sorun çıkabilir diye düşünüyorsanız ve bu şüphenizde samimiyseniz endişelenmenize gerek olmadığını söyleyebilirim. Onlar Kongre'de bekletirlerse biz de İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğini Meclis'te bekletebiliriz. Erdoğan bunu da açıkça söyledi. Son olarak Türkiye'nin