Mısır'la normalleşme

Türkiye ile Mısır arasındaki normalleşme arayışı, karşılıklı büyükelçilerin atanmasıyla uygun bir seviyeye ulaştı. Coğrafyanın iki önemli devleti arasında yaklaşık 10 yıl boyunca süren gerilim artık iki tarafın da tercih edebileceği bir durum olmaktan çıktı. Konjonktür değişti ve ülkelerin beklentileri de değişti. Artık Arap Baharı'nın yarattığı iklim yok. Onun sonrasındaki gerilimler de yok. Dengeler çok değişti. Ortadoğu'da artık küresel aktörlerin yoğun rekabet içerisinde bulundukları ve bölgesel aktörleri uydu haline getirdikleri bir düzen yok. Bu da kimi için fırsat gibi görülürken kimi için de riske dönüşüyor. Bu nedenle de bölge ülkeleri, yeni ittifak ve ortaklık arayışları içerisine girdi. Türkiye'nin Körfez ülkeleriyle yaşadığı normalleşme de Mısır'la gelişen normalleşme de aynı şartların sonucu. Genelde bu tür konuları güvenlik ve dış politika gündemi üzerinden değerlendiriyoruz. Doğrudur. Bölgenin stratejik bakımdan en öncelikli aktörlerinden iki tanesi Mısır ve Türkiye olmuştur. Gerçi son yıllarda Mısır, Ortadoğu'daki öncü rolünden ciddi kayıplar yaşamış olmasına rağmen her halükârda bölge denklemlerinin önemli bir aktörüdür. Bu nedenle Türkiye ile Mısır'ın normalleşme adımları atmasının bölgesel dengeler üzerinde etkisinin konuşulması gayet normaldir. Ancak nedense işin ekonomik ve ticari boyutunu genelde göz ardı ediyoruz. Körfez ülkeleri ile Türkiye'nin ilişkilerini konuşurken ekonomiye, Mısır'la ilişkileri konuşurken ise stratejik konulara odaklanıyoruz. Halbuki Mısır, Türkiye'nin bölgedeki en önemli ticari partnerlerinden biri. Türkiye ile Mısır arasındaki