Güven sorunu

Meral Akşener 26 Ağustos'ta açıklama yapacak diye bir ay önceden duyurdular. O nedenle de millet acaba ne diyecek diye merak etmiş olabilir. Bense yapacağı açıklamayı işin açıkçası pek umursamadım. Hem tahmin edebiliyordum hem de söylediği sözlerin takipçisi olacağını pek düşünmediğim için ne söylese pek bir anlamı yoktur diye düşünüyordum. Tam da beklediğim gibi oldu. Meral Akşener yine bol hamasetle süslenmeye çalışılmış ama genel itibariyle çelişkiler barındıran bir konuşma yaptı. Yine çok sertti. Yine gereksiz yükselmeler falan vardı. Ama özü itibariyle ne dedi derseniz kısaca kendi başımıza yürümek istiyoruz dediğini söyleyebilirim. Ancak Akşener'in aslında pazarlık için el yükselttiğini söylemek daha doğru olur. Yerel seçimlere aylar kaldı. İyi Parti hacminde bir partinin tek başına gireceği bir seçimde il belediyesi alma ihtimali imkansıza yakın. Belediye kazanmayı gözden çıkarmış olsalar bile oy oranlarının Türkiye genelinde yüksek çıkacağını düşünmek de çok mantıklı değil. Belediye seçimlerde oyunu ziyan etmek istemeyen seçmen genelde şansı olan partilere oy verme eğilimi göstereceğinden İyi Parti'nin bu planla oylarını ülke çapında artırma ihtimali de düşük. Makul bir değerlendirmeyle İyi Parti'nin yine pazarlık yapmak zorunda olduğunu söyleyebiliriz. Zaten genelde böyle oluyor. Akşener olur olmaz diye hesap yapmadan bir laf atıyor ortaya sonra gerçeklikle yüzleşiyor. Düşünsenize. Başbakan olacağım diye ciddi ciddi açıklama yapıyordu. Kılıçdaroğlu'nu desteklerken buldu kendini. Aynı tavrın devam edeceğini düşünüyorum.