Duygusal tepkiler yerine diplomasi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun dün kullandığı ifade aynen böyle. "Duygusal tepkiler yerine diplomasiye dönmeyi daha doğru buluyoruz." Bu cümle Türkiye'nin tutumunu çok iyi tarif ediyor. Takip ettiği dengeli politikanın aslını ve zeminini gösteriyor. Dünyayı da benzer bir noktaya davet ediyor. Çünkü gerçekten ihtiyaç var. Rusya'nın zaten Ukrayna siyaseti baştan aşağı "duygusal" diyebileceğimiz biçimde inşa edilmişti. Putin hırslarını kontrol etmeyi bir türlü beceremedi. Tarihi bile kafasına göre yorumlamayı tercih etti. Ukrayna'nın varlığını inkâr etti. Uluslararası şartları ölçemediği gibi kendi ordusunun kapasitesini de Ukrayna'nın direncini de göremedi. Batı'nın yaklaşımı daha akılcı görünse de orada da ciddi bir duygusal boyut var. Ukrayna'da Rusya'yı dengelemek Batı için son derece rasyonel bir tutum. Yine ekonomik yaptırımları bile kendilerine göre ayarladıkları doğru. Fakat özellikle NATO'nun genişlemesi gibi sonuçlara doğru geldiğimizde Batı da ideolojik ve duygusal tepkilere teslim oluyor. Bugün Batı dünyasında Rusya ile diplomatik bir ilişkiye geçmek neredeyse ayıplı bir hale geldi. Halbuki en büyük savaşlar bile diplomasi masasında son bulur. Ancak Rusya'yı uluslararası sistemde yalnızlaştırmak isteyen Amerika, özellikle bu duygusal havayı mümkün olduğunca yaymaya gayret ediyor. O nedenle Avrupalı ülkeler diplomatik bir çözüm aramak istese bile şimdilik ideolojik boyuttan kopamayacak gibi. Türkiye işte tam da bunu becerdi. Bir yandan Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınadı. Öbür yandan Batı'nın