Algı ile olmuyor - Cumhurbaşkanı bu duruma gülüyor

Bir süredir muhalefet söylüyor, hükümet yapıyor gibi bir algı yaratılıyor. Muhalefetin toplumun ihtiyaçlarını dile getirmesine itirazım yok, aksine sonuna kadar destekliyorum. Ancak şunu da kabul edelim, her olayda tek tek tarihlere baktığınızda ilk açıklama hep hükümet kanadından gelmiş, birkaç gün sonra ya da aynı gün de benzer açıklamayı muhalefet yapmış. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan saha çalışmalarıyla, araştırmalarıyla toplumun şikâyetlerini çok iyi bilen bir liderdir. Aylar öncesinden de verdiği talimatlarla ihtiyaçların, mağduriyetlerin giderilmesini istedi. Yani hükümet üyeleri aylardır çalışıyor. Sevgili Zafer Şahin de İran yolu dönüşü bu durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a açık açık sormuş: "Gerçekten muhalefet söylüyor, hükümet yapıyor gibi bir durum mu var" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını okumuşsunuzdur. Benim söyleyeceklerime gelince:Muhalefet tabii ki ihtiyaçları, gerekenleri söyleyecek.Medya da yapılması gerekenleri gündemde tutacak.Ancak Erdoğan'ı da hafife almayın. Projeleri, atılacak adımları çoktan hazırdı. Hepsini bir takvime uygun olarak hayata geçirdi, geçiriyor.Edindiğim izlenime göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun hükümetin her icraatının üstüne atladığını düşünüyor. Bu duruma ise gülüyor.Neyse sonuçta öyle ya da böyle kazanan Türkiye oluyor.'HANDE, BEN DE COVID-19 OLDUM' TELEFONLARIÜST düzey devlet görevlilerinden tutun, doktorlara, siyasilere son dönemde en çok aldığım mesaj ya da telefon "Hande, ben de COVID-19 oldum" telefonu. Doğal olarak doktorlar hariç, diğer isimlerle aramızda uzun uzun vitaminler ve ne yapılması gerektiği muhabbetleri dönüyor. Yani Ankara'nın da gündemi COVID. Hürriyet gazetesi dün "Toplu taşımaya maske gelsin" manşetiyle çıktı. Doğru manşet, doğru çağrı. Bakın bu çağrı ile ilgili Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Kayıpmaz ne çağrıda bulunuyor:Haberin Devamı"Baskın hale gelen Omikron'nun BA.4 ve BA.5 varyantları diğerlerinden daha bulaşıcı.Bu alt varyantların, edinilmiş bağışıklıktan da kaçma tehlikesi var.Sağlık kuruluşlarında çalışanların, hastalarla, hasta yakınlarının maske kullanımına devam edilmesi istendi.Sağlık kuruluşları başta olmak üzere toplu taşıma, kapalı alanlardaki toplantılarda, asansörlerde maske kullanımı hastalıktan korunmayı sağlayacaktır.Hatırlatma dozları da yapılarak, bağışıklık sistemi yeni alt varyantlara karşı güçlendirilmelidir."Hocanın açıklamaları böyle... Ancak hastanelerde, toplu taşımada inatla maske takmayanlar var. Bırakın inadı! Takın şu maskeleri!BEN ÜZGÜNÜM...DOĞRUYA doğru, yanlışa yanlış demekten hiç vazgeçmeyeceğim. Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi hukuka uygun bulması, kısacası artık "İstanbul Sözleşmesi" nin ortadan kalkmış olmasına çok üzgünüm. Karar 2'ye karşı 3 oyla çıktı. O iki oyun karşı görüş yazılarında öne çıkan maddeler özetle şöyle:Haberin DevamıUluslararası anlaşmaların feshedilmesine ilişkin işlemler Cumhurbaşkanı'nın yürütme yetkisinde değildir. TBMM'nin yasama faaliyetindedir. Anayasaya göre Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenmesi mümkün değildir.Sözleşmenin amacı kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırmak, temel eşitliği teşvik etmektir. "Toplumsal cinsiyet" kadınlar ve erkekler için toplum tarafından uygun görülen ve sosyal olarak inşa edilen roller, davranışlar olarak tanımlanmıştır.Kadına karşı şiddetin artan bir şekilde devam etmesi "toplumsal cinsiyet eşitliği" konusunda farkındalığın artırılmasını zorunlu kılmaktadır.Şiddeti önleme konusundaki kanun, sözleşmeye de atıfta bulunuyordu. Kadınları korumak için sözleşmenin desteğine ihtiyaç olduğu kabul edilmişti. Yani kanunun atıfta bulunduğu hükümler, anlam ve uygulama kabiliyetini yitirecektir. Cumhurbaşkanlığı kararı konu, sebep ve amaç yönünden de hukuka aykırıdır.Haberin DevamıKarşı yazıların çok kısa bir özeti bu. Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise tepkili:"Bu karar yargının parlamentoyu feshetmesidir.2008-2021 yılları arasında yaklaşık 4 bin kadın öldürüldü. 2022 Mayıs ayında 36, haziran ayında ise 31 kadını kaybettik.Mekanizmalar işlemiyor farkında mıyız Sığınma evine gitmek isteyen kadın sayısı bile arttı.Bu tabloya gerek var mıydı İstanbul Sözleşmesi'ne imza atıldığında onlarca kez teşekkür ettik. Şimdi kadınları kırmaya