Kısa kısa...

Yaşlı kadın yolda ağır adımlarla yürümektedir Arkadan gelen biri soluk soluğa "Ana sizin mahalle yanıyor Ateş her yanı sardı Senin eve doğru ilerliyor..." der Kadın hâlini bozmaz, ağır ağır yürümeye devam eder Haberi getiren, yaşlı kadının anlamadığını düşünür ve felaket haberini tekrar eder Halbuki yaşlı kadın her şeyi çok iyi anlamıştır Ve o bir Allah dostudur Sakin ve kendinden emin bir ifadeyle heyecanlı haberciye döner ve tane tane konuşur: "Meraklanma evladım Benim eve bi'şey olmaz Çünkü O, gönlünü yaktığı kulun bir de evini yakmaz!.." Bişr-i Hâfî hazretleri, bir sohbetinde buyurdu ki; "Bir gün Bağdât'ta bir adam gördüm. Bin kırbaç dayak yediği hâlde hiç sesini çıkarmadı. Sonra kendisini cezaevine götürdüler Peşini takip ettim ve niçin dövüldüğünü kendisinden sordum. Bir kadına âşık olduğundan bu hâle düştüğünü söyledi. Bu kadar dayak yediği hâlde neden ses çıkarmadığını sordum; -Sevgilim bana bakıyordu, dedi. Bunun üzerine kendisine; -Ya Allahü teâlânın seni devamlı gördüğünü bilseydin hâlin nice olurdu dediğimde, 'Allah' diye haykırarak yere düştü ve ruhunu teslim etti" Sa'düddîn-i Kaşgârî hazretleri anlatıyor: "Murâkabeyi, kendi iç âlemime dönüp kontrol etmeyi kediden öğrendim. Bir gün bir kedinin, deliğin başında kılını dahi kıpırdatmadan