Otokratik sistem

Son seçimlerin yapılış şekline bakıldığında normal gibi görülebilir. Ancak bir tarafta devletin bütün imkânlarını kullanan, bir tarafta da kendi imkanlarıyla seçim propagandası yapan partiler vardı.Kampanyalarda görüldü ki, bu seçimde kirli propagandalar gırla gitti. Demokrasiyi savunan bir anlayış, demokrasi taraftarı görünüp gittikçe otoriterleşen bir yapıyla yarıştı. Otokrasi, bir idarecinin mutlak kontrole ve karar verme gücüne sahip olduğu hükümet biçimlerinin ortak adıdır. Yönetici, bütün siyasi ve idari yetkileri tek başına elinde bulundurur ve kanuna aykırı davransa da herhangi bir yargılamaya maruz kalmaz. Otokrasiler, kralların ve imparatorların büyük ülkeleri ve kabile topraklarını yönettiği eski çağlardan beri var olmuş. Bugün ise mutlak monarşiler ve diktatörlükler şeklinde var olmaktadırlar. Bir demokrasiden farklı olarak, otokratik hükümetlere sahip ülkelerde yaşayan insanların, kanunları belirlemede veya bu kanunların nasıl uygulandığını denetlemekte söz hakkı yoktur. Otokratik bir hükümdar kimseye karşı sorumlu değildir; denetim ve denge sistemi yoktur, hükümdarın gücünün anayasal bir sınırı yoktur. Yönetici, yani hükümdar, bir danışmanlar kurulu, yargı sistemi, halk veya basın tarafından sorumlu tutulamaz. Tarih boyunca, bilhassa siyasi huzursuzluk dönemlerinde, insanlar, ülkelerinin kontrolünü ele geçirebilecek güçlü liderlerin komutasını kabul etme eğiliminde olmuşlardır. Otokratik uygulamaları İslam Dünyasında bilhassa Asr-ı Saaadetten sonra da görmek mümkün olmuştur. Şu meşhur hikaye aslında bir otokrasi özetidir: Bir gün bir Arap, devesiyle Hz. Ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu Kûfe'den Şam'a gelmiş. Şam sokaklarında dolaşırken bir adam ziyaretçinin devesi üzerinde hak iddia etmiş ve "ver o dişi devemi bana" demiş. Tartışma büyümüş, Kûfe'den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. Konu Muaviye'ye yansımış. Halk meydanda toplanmış. Muaviye, Kûfe'den gelen misafiri ve Şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, toplananlara dönmüş ve sormuş: "Ey cemaat, bu dişi deve kimindir" Cemaat hep birlikte