Tehlike!

YILLAR önce karısını ve kayınvalidesini öldüren katile mikrofon tutulmuştu da soruya bakın.
"Kayınvalidenizi neden öldürdünüz" Karısını öldürmesini "olağan" sayan zihniyet için kayınvalidenin öldürülmesi "ekstra" sayılmış, bu soru yadırganmamış ve ekranlarda yayınlanmıştı.
Görülmüyor olabilir ama tehlike sadece taksilerin içinde değil her yerde, en acısı da evlerimizin içinde.

Gecenin ortasında evde elektrikler kesilince annenin çığlığı duyuldu.
"Eyvah televizyon dizimi kaçıracağım!" Babanın isyanı da aynı; "bu gece bizimkilerin maçı var izlemezsem ölürüm!" O sırada evdeki çocuklar hangi karanlığın pençesindeydi acaba Onları aydınlıkta bile göremeyenler elektrik kesilmişken nasıl göreceklerdi
Not: Anne ve babaların tarihine kayıtlıdır, en kısa zamanda harcanmak için ambalajlanan çocuklar!

Bu hayatta çocuğunu okutmak için böbreğini satan yürekli babaları da gördüm, çocuğuna yardım için toplanan paraları kumara yatıran onursuz babaları da.
Haramı avuçlayan babaları da gördüm, suçlarını örtbas etmek için masum insanları suçlayan babaları da.
Şimdiki moda; televizyon programlarında yardım dilenen asalak babalar!

Magazin aleminde paraya para demeyen 40 kocalı bakireleri gördüğüm zaman, masum düşlere hamak kuran onurlu fabrika kızlarını özlüyorum.
Toplumu lağveden yeni moda müzik starlarının şarkılarını dinlediğim zaman, İstiklal Caddesi'nde gitar çalmaları yasaklanan gerçek müzisyenleri özlüyorum. Gel de özleme!

Bundan 3 yıl kadar önce televizyonda geleceğin dünyasına ışık tutmak için yapılan bir belgeseli izlemiştim de oradaki kız çocuğu dikkatimi çekmişti.
"Geleceğin dünyasında ne istersin" sorusuna 8 yaşındaki kızın cevabı harikaydı. "Gelecekte tohum ekip et üretmek istiyorum. Hayvanları kesmesinler." O kızın hayaliyle, Filistinli çocukların dünyanın gözünün önünde katledilmesi arasındaki çelişki insanlık yarasıdır.
Herkesin derdi para olmuşken böyle konuları dile getirmenin ne yeni ne sırasıdır.

Teknolojik aletlerle nostaljiyi sırtından vurdular, duvarlardaki ahşap çerçevelerde kaldı güzel insanlar, atları yoktu yayan gittiler.
O yüzden bizim yürek hesabımıza göre, yapay zeka ürünü otomobillerle mahalleden mahalleye bile gidilemez.

Ama bu da acı bir gerçek; bir "neyzenin" dudaklarından yayılan müzikle, bir "teyzenin" semt pazarında dudaklarından dökülen haykırış arasında yakınlık yoksa, o ülkede "ortak nefes" almaktan söz edilemez.