Mürekkep!

ADLİYELERİN önlerinde tek parmak dilekçe yazardı yaşlı amcalar, memleketin halini yazardı gazeteler. Üstelik her satırını doğru yazarlardı. Gazeteci dediğin sade Türkçeyle karnını doyuran insanlardı, genellikle kirada oturur ya emekli ikramiyesiyle ya da kooperatifle ev sahibi olurlardı.

Gazetecilik cebi olmayan kısa pantolonlu buluttu, serveti onurdu.
Gazetecilik kültürdü, edebiyattı, fotoğraftı, habercilikti. Hatta doktor neşteri ama asla şerefsiz bir kazanca müşteri değildi.
O yüzden karşısındaki insanlara ceket ilikletirdi.

Gazetecilik dil görgüsüydü, el örgüsü emekçilik. Kendine göre kuralları ve zarafeti vardı. Eli kalem tutmak gerçeğinin meslekteki itibarını yetenek ve emek belirlerdi.
Gazetecilik ahlaktı, dürüstlüktü hiçbir şekilde haysiyetinden ödün vermemekti.

Sonra birileri peydahlandı, odasını şarap mahzenine çevirmekle gurur duyan yayın yönetmenlerini gördük, sonra paranın kokusunu alanlar geldi.
Cazgırlığın getirisi para ettikçe cehalet ve yalan değer kazandı.
Mesleğin anlamı da gitti karakteri de. Lüks otomobillere binip villalarda oturan USA patentli adamlar ve kadınlar gündemi belirlediler. 50 namuslu gazetecinin 40 yılda kazanamayacağı paraları onlar iki yılda kazandılar.

Popülerlik saygınlığın önüne geçti. Hayatında bir kez olsun toplum için elini ateşin altına sokmayan Ajda Pekkan bile bu ülkede köşe yazarlığı yaptı.
Rahmetli Zeki Müren'in sırlarını yazarak tarihi aydınlattı. Kaşını oynatınca çorabını çekecek kadar sihir yüklü estetik sırlarından hiç bahsetmedi.

"Gazeteci, yazar, yorumcu" etiketlerini kullanmak ne kadar ucuzladıysa birileri yolunu o kadar kolay bulduğu içindir. İnsanların kazandıkları parada gözümüz yok ama nasıl kazandıkları ortada olanlara, ya da bu kadar para kazanmasına ihtimal verilmeyen adamlara hesap sorulmaması hala garip geliyor bizlere. Her şey olağan hale gelmişken bile.

Sonuç ortada. Futbolun içindeki kara para kasaları, sosyal medyada maaşa bağlanmış troller ve tetikçiler de hesaba katıldığında gazetecilik mesleğinin zerre kadar saygınlığı kalmamıştır.
Hatırda kalanlar; geçmiş yılların yürekli kalemleri, efsane fotoğrafçıları, emekçi muhabirleridir.