Huzurun anahtarı

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Emirdağ Lâhikası eserindeki, daha sonra Ankara makamına iletilmesini de talebelerine bıraktığı "Kendi Kendime Bir Hasbihaldir" başlıklı mektubunda, Risale-i Nurlar ve ülkemiz hususunda çok mühim ifadelerde bulunuyor.Risale-i Nurların millet ve vatan aleyhinde hiçbir vakit istimal edilemediğini ve edilemeyeceğini bahisle Nurların vatana ve millete ne kadar büyük faydaları olduğunu hatırlatıyor. "Evet eserler tesirlidir... ...Denizli hapishanesinde, kısmen ağır ceza ile mahkûm yüzler adam, yalnız Meyve Risalesi'yle gayet uslu ve mütedeyyin suretine girmeleri; hattâ iki-üç adamı öldürenler, onun dersiyle daha tahta bitini de öldürmekten çekinmeleri ve o hapishane müdürünün ikrarıyla, hapishanenin bir terbiye medresesi hükmünü alması, bu müddeaya reddedilmez bir seneddir, bir hüccettir." (Emirdağ Lâhikası) ifadesiyle de birçok hatırayla da sabit olan ibretlik bir örnekle Nurların faydasını müşahhaslaştırıyor. Maalesef son zamanlarda toplulumuzda şiddet, canilik, sağlıkta şiddet vs. haberlerini sıksıkla görüyoruz, duyuyoruz. Manevî hizmetlerle bu ıslahın sağlanabildiğinin en büyük örneklerinden birisi de yukarıda belirtilen Denizli hapishanesi. Bu sebeple Risale-i Nurları neşretmenin hem ahiret hayatı hem de dünya hayatındaki