Gürcan Bilgiç

Sabah

İronik maç

Maçın kendisi de içindeki enstantaneleri de enteresandı. İlk yarıda Yusuf Erdoğan kendini yere atıyor, duran toplar yavaş kullanılıyordu Adana Demirspor'da. Fenerbahçe'nin galibiyet golü geldikten sonra oyunun duruşunda kulübeden "Vakit geçiyor hocam" çıkışı vardı Arda Kardeşler'e... Fenerbahçe ilk saniyeden itibaren baskıyı kurdu, pozisyonları bul

F.Bahçe Başkanı Ali Koç "Bir tek oyuncumuza ceza veremezler" dedi ve ekledi: Ceza alırsak vebaline katlanırlar

"Trabzonspor maçının 60. dakikasında İsmail hocaya ulaştım ve 'İstediğin an takımı sahadan çekebilirsin' dedim. Çünkü işlerin çığırından çıktığını gördük" "Sevkler konuşuluyor. Tek bir oyuncumuz bile ceza alamaz. Alırsa neler yapacağımızı da görürsünüz. Üst araması yapılmamış, maskelerle tribüne gelinmiş" Gazetecilerle sohbet toplantısında bir aray

Arda'nın girişiyle kalite yükseldi

Öncelikle söyleyelim ki; taşlar yerinde. Macarlar, aynı "bizimkiler" gibi yükselişin eşiğinde, Avrupa'nın sert takımlarından. Dolu dolu geliyorlar. Mancini'nin dediği gibi "Sert rakibe karşı, zor maç" oynadık. Ama iyi oynadık. Tabela size tersini söylemesin; iki duran topla buldular en etkili pozisyonlarını. Birisinde Mert Günok müthişti, ötekinde

Helal olsun vazgeçmeyenlere

Bana "Sahaya çıkarken Fenerbahçe'yi alkışlayacağız. Çünkü biz milliyetçiyiz, Türkiye'yi çeyrek finale taşıyan takıma hakkını veririz" demişti Sürmeneli arkadaşım. Ama tribünler, "Fenerbahçe'yi şampiyonluktan edeceğiz" diyenin peşine düşmeyi tercih etti. Oyuna geldi kısacası. İki takımın şampiyonluk yarışında öfkelerini göstermek için sadece birini

Yunanistan'da bitecek yolculuk

Öyle olmuyor işte... İlk maçın skorunun esiri olursan, 40 bin taraftarının önünde, çeyrek finalin keyfinin "ekşili" hale getirirsin. Skoru korumak, risk almamak, dengeli oynamak elbette ikili maçların "akıllarından"dır. "Önemli olan turu geçmek" dediğinizde, bir anda takıma ve tribünlere ters "şarj" yapıyorsun. Bu işin bir yönü... İkincisinde lig s

Kartal planı farketti

İlk 45 bittiğinde ortalık yanıyordu. Fenerbahçe futbol kalitesi olarak sezon ortalamasının bile çok altında kaldı. Pendik baskısı, oyunun sertliği, yatanın yerden kalkmaması, tempoyu düşürmek adına 17 kez faul yapmaları, Kadıköy'e bir "kör dövüşü" getirdi. Toplam 21 dakika uzatma geldi maça. Düşünün artık. Halil Akbunar 10 dakika önce kaçırdığı gol

Zaferin rengi sarı-lacivert

Sahada kariyer önderleri olmasına rağmen Fenerbahçe'yi sırtına alıp taşıyan gencecik İsmail Yüksek oldu. Sert ve zor bir maç olmasını bekliyorduk. Kendi sahasında alışkanlıklarını ve enerjilerini de sonuna kadar ortaya koydular. Sonuç: sadece duran toplarla pozisyon aradılar, gol kaçırmadılar. Fenerbahçe ve İsmail Kartal farkı burada devreye giriyo

F.Bahçe'de taşlar yerine oturdu

Hafta içindeki "kupa elenişi" sonrasında "yandık-bittik" diyen taraftarına "Biz buradayız" mesajını vererek oynadı Hatay maçını Fenerbahçe. Taşları yerine oturttu. İlk yarı tam bir baskın oyundu. Rakibi kaleye getirmeden, ilmek ilmek pasları örerek sabırla beklediler. Anlar vardır maçlarda, Dzeko, Osayi'e attırdı ilk golü, Cengiz Ankara'da kaçırdığ

Bunun adı 'Gel beni ye' demek

Son maçtaki 11'den 7 oyuncu değişip, zor deplasmana bitmiş aküyle çıkmak acaba mantıklı mı geldi diye de düşünüyorum Neresinden tutup, neresinden değerlendireceğimizi çözemedik maçı. Yarı final öncesi, kalecisiyle birlikte tamamen değişen defansla çıktılar. Orta saha ikilisi de ilk defa yan yana geliyordu. Son iki maçın dersleri vardı. Rize ve Kası

Yıkıp geçtiler duvarları!

İki takım da gollerini duran toplardan buldu. İki kaleci için de "Ne kurtardı be" diyeceğimiz pozisyon yok oyunda. 'Nasıl oluyor da oluyor!' gençliğimizde mizah dergilerindeki bir bölümdü. Yaşamımızdaki sıradan olayları, mizah zemininde önümüze getirirler, gülümsetirlerdi. "Bu yorumun, Fenerbahçe, Kasımpaşa maçıyla ilgisi nedir" derseniz, ben de ta