Sevebilmek

"En önemli nokta, başkalarını da kendini sevdiğin gibi sevebilmek, en önemlisi bu ve aslında hepsi bu; başka hiçbir şeye gerek yok. Bunu yapar yapmaz geri kalan her şeyin nasıl oturtulacağını hemen anlayacaksın" diyor Fyodor Dostoyevski. Üstadın yüksek müsaadesi ve günümüz gerçeklerinin zorlamasıyla bu cümleyi tersine çevirmek durumundayım. Bendenizin aciz kanaati şudur: İnsan varoluşunun hikmetini azıcık bile olsa kavrayabilirse gerçek sahibi olmadığını bildiği hayatını sever, hikayesine ısınır, dolayısıyla aleme de bu ısınmışlık içinden bakar. Bugün bu olamadığı için, kendilerini sevmenin bir yolunu bulamayan insanlar başkalarını da sevemiyor.Sevmek, sevebilmek istisnai durumlar haricinde bir yönelişi, bir açıklığı gerektiriyor. İnsanın kendi 'varoluş'uyla muhabbeti olmadan, gönüller tam manasıyla sevgiyle dolmuyor, yani hane mamur olmuyor. Arifler her şeyin başına aşkı koymuşlar, bunun manasına tam olarak ermekten aciziz. Ama şöyle bakabiliriz belki, sevgiyle bakabilmeye, belki daha vurgulu bir deyişle sevme yönelişiyle başlarsak kendimize ve etrafımıza bakmaya; o vakit içimizdeki sertlikler, öfkeler, nefretler, ihtiraslar, kendilerine mecburmuşuz gibi hissettiğimiz katılıklar yavaş yavaş çözülecektir. Kolay mı peki Pek de sandığımız kadar zor değil bana kalırsa... Bunun örnekleri var hayatımızda... Birini ya da bir şeyi sevdiğimizde, bu çocuğumuz olabilir, eşimiz, sevgilimiz, şehrimiz, bir meşgalemiz, bir sanat, bir sosyal ya da ilmi alan olabilir, orada hep iyilik olsun, muvaffakiyet olsun isteriz. Bunların marazlı halleri, medyaya düşen ve her gün vahşiliği artan haberler akla gelebilir. Böyle oluyorsa sevgiyle ilgili pek bir şey bilmiyoruz demektir. Sevmek sahip olmaktan, yönetmekten, kontrol etmekten, yararlanmaktan, kullanmaktan daha farklı bir şeydir. Seven, sevdiği kişinin ya da şeyi neden başka bir şeye dönüştürmek istesin, o zaman sevdiği gibi olmaktan çıkmaz mı Kişi sevdiği birine nasıl zarar versin, onun yokluğu, incinmişliği, yarası seveni nasıl memnun etsin; o ki bakınca görmek istediği yegane şey haline getirir aşkıyla onu. Kişi sevdiğinin karşısına bütün nefsaniyeti ve egosuyla nasıl kendini koyabilir Onda Mecnun gibi fena bulması değil midir aşkGerçekten sevebilen bir