Kendine takılmak

Yeni Şafak GÖKHAN ÖZCAN - Kendine takılmakBir çok insan ömrünü kendine küs vaziyette yaşıyor, kendine hayatın güzelliklerinden bir şeyler sunmayı düşünmeden. Ters gitmiş şeylere takılıp kalmış bir halde... Sanki bir daha hiçbir şey düz gitmeyecekmiş gibi... Oysa hayat ne hep yaz ne de hep kış... Ne hep sıcak ne hep soğuk... Daha çok ılık, serin... Güneşin ve bulutların gökyüzünü beraber kuşattığı günler var, hem gölgeleri olan hem sızdığı her yere ışıl ışıl berraklık katan güneşi olan... Hem soğuk ve sıcak mutlak değil, soğuğun içinde değerine değer katan nice sıcaklık var, ve sıcağı yumuşatan nice serinlik... Bir halden başka bir hale geçmek için sayısız fırsat doğuyor her anın içine... Mesele kendini bu heyecanlı seyrüseferin kollarına bırakabilmekte... İnsan olduğu hal üzere katılaşırsa, kendini o halin içine kilitlerse sayısız sürprizlerle sürekli kendini yenileyen büyük hikayeyi kaçırıyor."Yaşamak ne kadar çekilmez gelse de arasıra, Bu görmek, bu sevmek, bu aziz sıcaklık tende. Bu bir nimet, bu bir nimet, bu Elagözlüm, Bu yaşamak bir şiir; harikulade' diyor 'Ölüme Dair Konuşmalar' şiirinde Turgut Uyar.Mağlubiyetler, hayal kırıklıkları, yoksunluk ve yoksulluklar, sevememek ve sevilememek, bir kıymet ortaya koyamamak, içindekilere dışında bir karşılık bulamamak... Bir insanı kırabilen, yürüyüşünü, arayışını, isteyişini durdurabilen şeyler bunlar... Orada takılıp kalmamak gerekiyor ama... Kalırsanız gerçekten tellere takılı kalan o meşhur ayakkabı tekleri gibi gerçekten orada eskiyip gidebilirsiniz. Hayatın kendini de insana dair halleri de sürekli yenileyedurduğunu hatırda tutmak, yeniden, yeniden denemek gerek... İnsan durgun su tabiatında değil, akan su tabiatında... Aktıkça tortularından kurtulup berraklaşıyor. Tek bir mevsimle ömür geçirmeye müsait değil iç dünyamız, bütün mevsimleri sıra sıra dolaşmamız, her birinin acısıyla tatlısıyla kendine özgü bütün heyecanlarını yaşamamız gerek... Böyle olmalı ki insan için kurulmuş bütün cümlelerden bir nasibimiz olsun. Aksi halde akışımızı yitiriyor, durgunlaşıyoruz. Ve bir akış kalmadığı için içimizdeki her şey de suyumuzu bulandıran