Hepimizin 'Rasim Abi'si

Örnek aldığım, ahlakıyla, duruşuyla, edebi titizliği ve vukufiyetiyle ve unutmama imkan olmayan abiliğiyle tanıyıp sevdiğim güzel adamlardan biri daha dünya hayatına noktayı koyarak ebediyete adımını attı. Rasim Abi gerçekten güzel bir insandı, buna onu tanıyan herkes şahitlik edecektir, ediyor. Herkesin 'abi'liğinde ittifak ettiği, hepimize o yakınlık hissini veren bir insandı. Karşısındaki kim olursa olsun araya mesafeler koymazdı, ona şaka yapabilirdiniz, o da size yapardı, birlikte gülerdiniz. Hep gülen, gülümseyen haliyle kalacak muhtemelen hafızamda. Bir arada olduğumuzda hep gülüşürdük çünkü. 'Hacı abi' diye hitap ederdi bana, belki bir çok başka arkadaşımıza, dostumuza da.Kadim dostu Remzi Matur ile birlikte hep aynı gün aynı saatlerde gazetenin önce Olgunlar'daki, sonra Bestekar'daki Ankara bürosuna gelişi gözümün önünde. Remzi Abi çok daha önce rahmetli oldu. Tam bir polisiye uzmanıydı. Çok uyumlu bir ikiliydiler. Güler yüzlü, alçak gönüllü, ince ve nazik... Kapıdan girdikten sonra bürodaki herkese söyleyecek bir şeyi, bir iltifatı mutlaka olurdu Rasim Abi'nin; herkesin gönlünü alırdı tek tek. Hiç gergin, sinirli, asık suratlı olduğunu görmedim. Mutlaka sıkıntılı zamanları da oluyordu onun da herkes gibi ama bunu dışarıya hiç yansıtmazdı.Gazeteye yazılarını getirmek için gelirdi. O yıllarda ben de gazetede düzenli olarak bulunurdum. Oturur bir süre çay içer sohbet ederdik. Sonra faksla İstanbul merkeze gönderilen yazılarını getirdiği gibi şeffaf dosyanın içine konmuş vaziyette alır, yanında götürürdü. O yıllarda elektrikli daktiloyla yazıyordu. Tek bir yanlış harf, bir silgi izi göremezdiniz, hepsi muntazamdı. Zihninin de benzer şekilde tertipli ve düzenli olduğunu düşünürdüm. Aynı özenli dil, üzerinde durulmuş, düşünülmüş ifadeler... Müthiş berrak bir zihni vardı, metin mimarisi konusunda da büyük hassasiyeti. Zihninde bitirdiği metinleri sonradan kağıda döküyordu sanki, noktası virgülüne kadar... Bir yazısının başına bir şey gelse, aynısını tekrar yazabileceğine emindim, bir çok kişiye de söylemişimdir bu gözlemimi.Saatlerce Dostoyevski üzerine konuşabilirdi, romanları, romanlarındaki kahramanlar, karakterlerin hayatla ve birbirleriyle ilişkileri, psikolojik ve kavramsal alt metinler... Özellikle Raskolnikov... Ağzınız açık dinler, yazıya, edebiyata, kelimelerin taşıdığı anlama, insana ve hikayelerine derin tutkusuna, yazmaya ve okumaya olan