Çok bilmek, az anlamak

Yeni teknolojilerin insana bir çok yeni imkan kazandırdığı inkar edemeyeceğimiz bir gerçek. Birkaç tuşa dokunarak ulaşamayacağımız bilgi neredeyse yok. Bilmek elbette önemli ve bu imkanlardan hepimiz yararlanıyoruz. Bu elbette önemli bir kazanım... Ancak insanın sahip olduğu ya da kolayca ulaşabildiği bilgilerle ne yapacağı, bu bilgileri hangi anlamlı neticelere bağlayacağı konusu belki bundan da önemli. Bildiklerimizi analitik kabiliyetlerimizle verimli neticelere bağlayamıyorsak eğer; bilgileri boş yere topluyor, biriktiriyoruz demektir.Analitik kabiliyetleri gelişkin bireyler, daha az bilgiyle çok daha kazançlı neticelere ulaşabilir. Çünkü analitik kabiliyetlerimiz bilgiyi beş duyunun cenderesinden çıkararak kuru bilgi olmaktan kurtarabilir, insan varlığının çok daha engin başka cevherleriyle buluşturup işleyebilir ve insanın zihinsel ve duygusal dünyasına çok daha büyük yararlar sağlayabilir. Bu bakımdan, her insanın bilgi biriktirmekten daha fazla önemsemesi gereken şey analitik kabiliyetlerini geliştirmek olmalıdır. Doğaldır ki, her türlü eğitsel faaliyetin önceliği de bu olmalıdır.Günümüzde eğitimin başarı değerlendirmesi daha ziyade test tipi sınamalarla gerçekleştiriliyor. Her öğrenci çoktan seçmeli cevaplar arasından doğru olanı işaretleyerek rüştünü ispat ediyor. Bu neredeyse yirmi yıllık eğitim hayatının bütününde böyle... Eğitim sürecindeki öğrencilerin çocukluktan yetişkinliğe geçiş sürecinde olduğu, bu süreçte onlardan zihinsel ve duygusal bakımdan olgunlaşmalarını beklediğimiz düşünülürse bu test sistematiğinin onların kişiliklerini bir hamur gibi yoğurduğunu söylemek çok da abartılı olmaz.Testler büyük ölçüde verili bilgiyi ölçer, ezbere prim tanır, analitik kabiliyetlerin rolünü azaltır. Eğitim hayatımız, sayısal tercihlerin ağırlıklı olduğu, sözel ve sosyal alanların bir parça gölgede kaldığı bir yapıya sahip... Başarı ölçümlemesi de daha ziyade verili bilgi üzerinden yapılıyor bu durumda. Bir öğrencinin yıllar boyunca iyi ezber yaparak en iyi başarı seviyelerini kazanması mümkün... Buna karşılık, bu süreci analitik kabiliyetlerini, sosyal hassasiyetlerini, sözel niteliklerini geliştirmeye ihtiyaç duymadan da geçirebilir ve yine başarılı kabul edilebilir. Sözel kabul edilen derslerde de yine test