Akran zorbalığı nasıl bitecek... Her 5 çocuktan biri mağdur

İstanbul Sultangazi'de okul kitaplarını almaya giden 15 yaşındaki Merve'nin okul önünde, yaşıtı bir grup öğrenci tarafından kaldırım taşı ile saldırıya uğradığını, onu kurtarmaya çalışan arkadaşlarından birinin kulağının kesildiğini dehşet içinde okudum. Geçtiğimiz yıl yine İstanbul ama bu kez Sarıyer'de lisede okuyan 17 yaşındaki bir genç, bir üst sınıftaki öğrenci grubu tarafından dövülerek hastanelik edilmişti. Antalya'da 17 yaşındaki genç kıza, ormanda aynı yaştaki 4 arkadaşı tarafından işkence edilmesi de gündemi uzun süre meşgul etmişti. Yani demem şu ki akran zorbalığı azalmak yerine artarak devam ediyor. Veriler de aynısını söylüyor. UNICEF'in 2018 raporuna göre dünyada 13-15 yaşlarındaki öğrencilerin en az yarısı, OECD'ye göre de Türkiye'de 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin 19'u ayda en az birkaç kez akranları tarafından fiziksel ya da psikolojik akran zorbalığına maruz kalıyor. Soru şu: Bu zorbalığı nasıl bitireceğiz

ZORBALIĞIN EN TEMEL SEBEBİ SUÇA ÖVGÜ
Çocuk ve genç psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri, öncelikle tekme- tokat atma, bir cisimle vurma gibi fiziksel her tür eylem ile sataşma, alay etme, dalga geçme, kızdırma, isim takma, küçük düşürücü söz söyleme, dedikodu veya söylenti yayma, gruptan dışlama, eşyalarını zorla alma almakla tehdit etme gibi psikolojiksözel davranışların hepsinin zorbalık olduğunun altını ısrarla çiziyor ve diyor ki: "Son yıllarda akran zorbalığı Türkiye'de verilere yansıyacak düzeyde artmıştır. Bunun başlıca sebebi az önce örneklerle saydığım tüm bu fiziksel ya da psikolojik sözel eylemlerin toplum tarafından kabul edilmesi ve hatta suç işlemenin "övülebilir", "yüceltilebilecek", "şirin" bir davranış olarak görülmesinden kaynaklanmaktadır. Zorbalığı önlemek istiyorsak önce teşhisi doğru koyacağız. Zira çocuk, öncelikle evin içinin yani ailesinin sonra da toplumun yansımasıdır. Toplumda şiddet eğilimi arttıkça benzerinin çocukta ortaya çıkması da kaçınılmazdır. Ki suçun cezasız kaldığı; eşini öldürmüş 10 yıl yatmış, adam dövmüşbıçaklamış hiç ceza almamış, küfretmiş yanına kalmış, toplumlarda gençler zorbalığı bir baş etme yöntemi- sorunları çözme biçimi olarak kodluyorlar."

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

İYİ FİGÜRLERE İHTİYAÇ VAR

İşsizlik, ekonomik sıkıntılar, ailedeki sorunlar, eğitim sisteminin kendisi, suçun ele alınış biçimi ve içinde bulunulan çevrenin de çocukların zorbalığa sürüklenmesinde etkili olduğuna değinen Doç. Dr. Çeri'ye göre akran zorbalığını tetikleyen önemli etmenlerden biri de medya ve iletişim araçları. Şöyle açıklıyor: "Bugün hemen hemen her film ve dizide suça, suçluya bir övgü var. Vurmalı, kırmalı oyunlar mafyatik film- dizilerin kahramanları daha çok talep görüyor. Oysa çocuğun benzemeye çalıştığı "kahraman" hayli "sorunlu" bir figür. Gençlere bu noktada çok yanlış mesajlar veriliyor. Gençlerimizin daha çok iyi figürlere, iyi örnek olacak karakterlere ihtiyacı var."

TOPLUMSAL KURALLARI VE YASALARI UYGULAMAK ŞART
Peki, çözüm için önerisi ne Aslında çözümün basit ve bilinir olduğu ancak kâğıt üzerinde kaldığı ve bir türlü uygulamaya geçilemediğinden dert yanıyor Doç. Dr. Çeri. Şöyle devam ediyor: "Ortada bir suç varsa o suçu kimin, neden işlediğinden daha çok suç ve suçluya karşı doğru tutum içinde olmak gerek. Suçun cezasız kalması ya da övgü duyulacak bir durum olduğu algısını da yok etmeliyiz. Bu da toplumsal kurallar ve daha da önemlisi yasaları doğru uygulamak ile mümkün olur. Bu bir."

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

ŞİDDETE KARŞI SIFIR TOLERANS

"İkincisi; okullar, zorbalıkla mücadelede çok kritik bir rol oynar. Okulların etkili zorbalık politikalarını benimsemesi ve şiddete karşı sıfır tolerans politikası uygulaması şarttır. Bu konuda öğrenciden önce aile, öğretmen hatta servis şoföründen, kantincisine kadar herkese eğitim verilmeli. Zorbalık nedir, çeşitleri nelerdir gibi konular anlatılmalı. Zorbaca hareket ve sözlerin neden kabul edilemeyeceğinin altı çizilmeli.