Sandık meşruiyeti ve "darbe"

Seçimlere tam iki hafta kalmışken, İçişleri Bakanı ve AKP'den milletvekili adayı Süleyman Soylu, liberal demokrasiyle örtüşmeyen bir açıklama yaptı.Hatırlatmak gerekirse, Soylu, şu ifadeleri kullanıyor:"15 Temmuz onların fiili darbe girişimiydi. 14 Mayıs da siyasi darbe girişimleridir. Bu kadar açık ve nettir. 14 Mayıs 2023, Batı'nın siyasi darbe girişimidir. Türkiye'yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların her birini bir araya getirerek oluşturabilecek siyasi darbe girişimidir."Ne açıdan bakarsak bakalım, seçimler de dahil ülke güvenliğinden sorumlu kişinin bu minvalde açıklamalar yapması, dehşet vericidir. Ancak gelin, bu açıklamayı, liberal demokrasi ve iktidarın bu güne kadarki meşruiyet dayanağı üzerinden değerlendirelim"Liberal" değilTürkiye, ne yazık ki, uzun zamandır liberal demokrasi olmaktan oldukça uzak.Zira liberal demokrasi için gereken ilk unsur, yürütmenin üzerindeki denge ve kontrol mekanizmaları, saldırıya uğradı. Yargı, anayasal kurumlar ele geçirildi.Liberal demokrasinin ikinci unsuru medya, yandaşlaştırıldı.Liberal demokrasinin üçüncü unsuru, sivil özgürlükler baskı altına alındı.Liberal demokrasinin elimizde kalan tek unsuru olan seçimler dahi, adil ve eşit olma niteliklerini kaybetti.Elde tek kalan "sandık"Bu şartlarda elimizde kalan zaten yalnızca bir tek seçim gününe indirgenmiş olan demokrasi.Üstelik mevcut siyasal iktidarın da senelerdir tek meşruiyet dayanağı sandık.Sandığı demokrasinin namusu olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı, gayri meşru eylem ve söylemlerinde dahi, her daim, halk tarafından seçilmiş olmasına dayanak alarak, gücünün