AP kararı ve verilen tepkiler üzerine

Bu hafta Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından kabul edilen rapor, geçtiğimiz haftalarda Avrupa'ya tekrar yüzümüzü mü dönüyoruz diye umutlananların heveslerini söndürdü.

AP, "mevcut koşullar içinde" Türkiye'nin AB'ye katılım süreci yeniden başlatılması zor, dedi.

Karara AP'den 434 üye kabul, 18 üye ret oyu verirken, 152 üye çekimser kaldı.

Aynı parlamento, 2004'te 407 üyesiyle Türkiye'nin Birliğe üyeliğini desteklemişti.

Şimdi ise, bu koşullarda size Avrupa'ya geçit yok, diyor.

Haklı tepkiler ve düzeltilmesi gerekenler

Dış İşleri Bakanlığı, kararı "yok hükmü"nde bulduğunu açıkladı ancak yok hükmünden kasıt sanıyorum ki, kararın AB için bağlayıcı olmadığı.

Gerçekten de karar bağlayıcı değil, tavsiye niteliğinde ama bu durum onun önemsiz olduğu anlamına gelmiyor.

Karar önemli.

Karar, Ermenistan ve Yunanistan'la ilişkiler ve Kıbrıs sorunu gibi konular üzerinden yaptığı vurgular ile İsveç'in NATO üyeliğine onayı için Türkiye'ye telkinde bulunması açısından bazı tepkileri haklı çıkarıyor.

Buraya kadar Avrupa kurumlarının politik yönünün etkisi olduğu oldukça açık.

Ancak tavsiye niteliğinde olmasının kararı önemsiz kılmaması gibi, politik olması da önemini azaltmıyor.

Bu açıdan karardaki Türkiye'deki temel hak ve özgürlüklere dair vurgular, kayda alınması gereken ve "yok hükmünde" sayılamayacak önemdeler.

Zira, temel hak ve özgürlükler alanında, hukuk ve demokraside tabiri caizse, alnı ak bir hâlde değiliz.

Düşman muhalefet