İşçiler kendi hakkına sahip çıkamıyor

Demokrasi, tüm kurumları ile rafa kaldırıldı. Bu kurumların başında sendikalar geliyor. TÜİK, sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısının 2023 Ocak ayında 14 milyon 625 bin 242 kişi olduğunu açıkladı. Bunların ortalama 3 kişilik aile olduklarını varsayarsak, demek ki işçi ücretleri nüfusun yarısını ilgilendiriyor. Gel gör ki, işçilerin ücret seviyesinin tespitinde gücü kalmadı. Bunun nedeni hükümetlerin sendikasızlaşma politikasıdır. Zira 1999 yılında 100 işçiden 69,3'ü sendikalı iken 2023'te 100 kişiden 14,4'ü sendikalıdır. Bunun içindir ki işçinin pazarlık gücü düşmüştür. Asgari ücret masasında ise hiç yoktur. Çünkü masaya oturan beş işçi temsilcisinin beşi de TÜRK-İŞ'tendir. TÜRK-İŞ'e kayıtlı işçi sayısı ise toplam işçi sayısının yüzde 7,7'sidir.Masada yer alan hükümet de aynı zamanda işverendir. Diğer beş işveren temsilcisi ile birlikte masada on işveren temsilcisi var ve fakat aynı masada işçilerin yalnızca yüzde 7,7'si var. Bu şartlarda işçi masada yok demektir. O zaman da siyasiler cebinden veriyormuş gibi ücret seviyesi belirliyor. Eğer işçiler bilinçli olup, hükümetlerin sendikaları engellemesi karşısında ideolojiden uzak durup işçi hakları için sendikalaşmış olsalardı ve baskı grubu oluşturmuş olsalardı, emeğin hakkını almış olurlardı.Mamafih, 2000 öncesi, sendikalar bu tür yanlışlara karşı çıkardı. Kamuoyu oluştururdu ve hükümetleri zorlarlardı.Öte yandan dünyada ve Türkiye'de işçi ücretleri ile ilgili klişeleşmiş bir anlayış var. "Fiyat artışları ücretlerde ve dolayısıyla maliyetlerde bir artış yaratır, maliyet artışı tekrar fiyatlara yansır, ücret-fiyat sarmalı oluşur."Gerçekte bu yaklaşım eksiktir. Eğer ekonomide ne yaparsak yapalım mal ve hizmet arzı artmıyorsa, bu tez doğru olabilir. Oysaki özellikle bizim gibi ülkelerde, ücret artışı aynı zamanda verimlilik artışı yaratır. Bizde imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı çok düşük yüzde 75 dolayındadır. Verimlilik artışı, doğrudan arza artışı yaratır. Ayrıca kapasite kullanım oranı ve bu yolla da arz artar. Mal ve hizmet arzı artarsa, gecikmeli de olsa fiyatlar artmaz. Çünkü enflasyon arz-talep dengesinin bozulmasıdır.Maalesef Üniversitelerde artık iktisat öğretilmiyor. İktisatçılar analiz yapmadan, verileri ekonometrik modellere koyup, sonuç almaya çalışıyor. Söz gelimi "Türkiye de ücret-fiyat sarmalı ve enflasyon" diye çok tez var ve fakat yapılan tezlerde arz verileri veya tahminleri yer almıyor.İstihdam sorunu ile ilgili bir diğer yanlış, "yüksek asgari ücret işçi çalıştırma maliyetini artırır. Firmalar teknoloji yoğun yatırımlara kayabilir." Bu etkiye "İkame etkisi"