CHP'nin yol haritası nasıl olmalıdır (ı)

CHP zaman zaman kendini yenileyen bir parti olmuştur. Bunun için de her zaman var olmuştur. Söz gelimi İnönü büyük değişikliğe gitti, çok partili demokrasiye geçişi sağladı. Ecevit sendikalaşmayı sağladı, yeni bir sosyal devlet anlayışı getirdi. Bu değişiklikler her zaman kamuoyunda ve partide tartışıldı.Bugün şanssız bir dönemdeyiz. Zira partinin yol haritası tartışılmıyor. Değişiklik talepleri kişiler üzerinden tartışılıyor.Dünkü medyada, CHP Meclis Grup Başkanı, Genel Başkan için; "beni kollayan ve koruyan bir tutumu var" diyor. Böyle söyleyen bir siyasetçi Ak Parti'de adam kayırma var diye tenkit edebilir miSeçim öncesinde Ekrem İmamoğlu için baba oğul ilişkisi var deniliyordu.Oysaki biz CHP'liler hem partinin dünya konjonktürüne ayak uydurması, hem de içerde halka umut olması için fikir-proje tartışması içinde olmalıyız.CHP Parti programında demokrasi ve hukukun üstünlüğü gayet net olarak yer alıyor. Ama gel gör ki uygulamada Ak Parti'den daha merkezci davranıyor. Söz gelimi son seçimde ön seçim olmadığı gibi yoklama dahi yapılmadı. Partiyi tenkit edenler, Yılmaz Ateş gibi bazıları partiden ihraç edildi.CHP demokrasi anlayışını uygulamaya koymalı ve şimdiden kurultay için, "milletvekilleri adaylarının yüzde 90'ı önseçimle, yüzde 10'u merkez kontenjanı ile belediye başkanlarının tamamı ön seçimle belirlenir" şeklinde tüzük tadilatı yapmalıdır."Ekonomik ve sosyal kalkınma"yı sağlamak partinin temel hedefi olmalıdır. Kalkınma ile büyüme arasındaki temel fark, kalkınmanın aynı zamanda sosyal refah hedefli olmasıdır.Bunun için dünya ekonomik konjonktürü ve Türkiye sorunları dikkate alınmalıdır. Bu çerçevede Türkiye için kalkınma hedefinin üç temel ayağı olmalıdır.1.Devletin ekonomik ve sosyal fonksiyonlarını artırmak.Serbest piyasaya dayanan bir ekonomide kalkınmanın temel şartı mevcut kaynakları en verimli şekilde kullanmak ve en yüksek toplam fayda sağlamaktır. Bu nedenle özel faydayı hedefleyen özel sektör ile sosyal faydayı hedefleyen devletin optimum bir denge içinde olması gerekir.Enerji, ulaştırma ve haberleşme sektörleri, tüm ülkeye yayılan altyapı yatırımlarını gerektirir. Ayrıca bu yatırımlar tekel niteliğinde olur. Bu tür büyük ölçekli yatırımlar için piyasa ekonomisi yeterli kaynak ayırmakta zorlanabilir. Kaldı ki yeterli sermayeye sahip olan piyasa ekonomisi üretici birimlerinin piyasada tekel olmaları muhtemeldir. Bu alanlarda devletin faaliyette bulunması, bizzat üretim yapması ve piyasa ekonomisinin yetersizliğini telafi etmesi gerekir.Devletin ve özel sektörün ürettiği hem özel hem de sosyal faydası olan, eğitim ve sağlık gibi yarı kamusal malların üretiminde, piyasa bu malların özel faydasını