Başkanlık rejimi ekonomiyi 50 yıl geri götürdü

Bir ülkenin dünya ekonomisindeki yeri, o ülkenin bir yılda yarattığı katma değerin, dünyada yaratılan toplam katma değer içindeki payı ile ölçülür. Euronews'in aşağıdaki grafiğine göre; 1980 yılında Türk ekonomisinin dünya ekonomisi içindeki payı yüzde 0,86 idi. Bu pay, Türkiye'ye yabancı yatırım sermayesi girişi ile artmaya başladı. 2012 yılında en yüksek düzeye çıktı ve yüzde 1,24 oldu. Sonrasında 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu ile düşmeye başladı. 15 Temmuz 2015 darbe teşebbüsü ve olağanüstü hâl uygulaması ile devan etti. Bugünkü Başkanlık rejimi ile hızlandı. 2021 yılında Türkiye'nin dünya ekonomisindeki payı yüzde 0,84 ile 42 yıl öncesi, 1980 yılının altına düştü. 2022 yılı tahmini ise daha düşük yüzde 0,67'dir ve bu da elli yıl geriye gitmek demektir. Öte yandan; son 12 yıldır Türkiye orta gelir tuzağındadır şeklinde yorum yapıyoruz. Gerçekte ise Türkiye orta gelir tuzağında değil, yoksullaşma tuzağındadır. Bir ekonomide gelir artışını fert başına GSYH gösterir. Türkiye'de 2013 yılından sonra fert başına GSYH sürekli düşüştedir. Fert başına GSYH 2013 yılında 12582 dolar iken, 2021 yılında, 2007 yılının da altına düşerek 9592 dolara gerilemiştir. Fert başına GSYH'nın dolar olarak hesap edilmesinde, dolar kuru da etkilidir. Ancak Türkiye'de fiyatlar dahil her şey dolara endekslidir. Söz gelimi gemi sanayisinde boyacılar malzeme hariç işçilik fiyatını dolar üstünden veriyor. Piyasada tüm vadeli işlemler dolar üstünden yapılıyor. Yani halkın geçinme ve refah seviyesini TL değil, dolar gösteriyor. Merkez Bankası'nın 2003 baz yılına göre hazırladığı reel kur endeksini ve GSYH deflatörünü hesaplarken Türkiye'nin bu gerçeğini de dikkate almak gerekir. Özetle; AKP iktidarında Türkiye'de gelir dağılımı bozuldu. Yoksulluk arttı. Ülke fakirleşti. 1.Gelir dağılımı bozuldu ve bir kısım halk yoksullaştı. Çünkü; siyasi iktidar, altyapı yatırımlarını pahalı yaptırarak halktan bir kısım müteahhide kaynak transfer etti, devlet eliyle gayrimenkul rantiyerleri yarattı, düşük faiz yüksek kur politikası yoluyla ve yine kur korumalı mevduatla, halktan aldı elinde dolar tutanlara aktardı. Elektrik fiyatlarına yüksek zam yaptı, vatandaştan aldı dağıtım şirketlerine verdi. Çalışanların, maaş ve ücretlerini, emekli aylıklarını geçinme endeksine göre değil, TÜFE'ye göre